Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/5285 E. 2020/3409 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5285
KARAR NO : 2020/3409
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı …’nin sevk ve idaresindeki araç ile davacının yönetimindeki araca çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, geçici ve sürekli sürekli işgöremezliği olduğunu, davacının kaza öncesi çalışmakta olduğu matbaa işinde aylık 1.050,00 TL net maaşı olduğunu, bir kısım tedavi giderleri olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, çalışma gücünde meydana gelen sürekli/kalıcı azalmadan doğan zarar nedeniyle 1.000,00-TL, çalışmadığı günler yoksun kaldığı gelir kaybı nedeniyle 1.000,00-TL, sigorta tarafından karşılanmayan ya da sigorta ödemesi dışında kalan tedavi giderleri nedeniyle 1.000,00-TL, sigorta nezdinde karşılanmayan tedavi için hastanelere/sağlık kurumlarına giderken yapılması zorunlu ulaşım giderlerine ve benzeri giderlere yönelik 500,00-TL olmak üzere toplam 3.500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …’den ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiş, 30.09.2014 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesi ile, bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini geçici işgöremezlik nedeniyle 9.864 TL, sürekli iş göremezlik nedeniyle 119.922 TL, paramedikal giderleri (SGK tarafından ödenmeyen tedavi giderleri ile belgelendirilemeyen illiyetli yol giderleri) için 1.585 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davada bilirkişi raporuna göre maddi tazminat taleplerini 119.922,23-TL olarak ıslah ettiklerini, bir davada birden fazla ıslah yapılamayacağından bakiye 13.346,58-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 9.864 TL davacının geçici iş görememezlik tazminatının, 119.922 TL kalıcı iş görememezlik tazminat toplamı 129.786 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 01/06/2010 tarihinden, davalı …Ş yönünden ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan Yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı yönünden reddedilen 1.585,00 TL maddi tazminata dair karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin reddedilen 1.585,00 TL maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususlarına dikkat edilmelidir.
Dava dilekçesinde davacının matbaa işinde çalıştığı ve aylık kazancının net 1.050 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırma tutanağında davacının matbaacı olduğu ve aylık gelirinin 590,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, emsal ücret araştırmasında İTO tarafından davacının aylık ücretinin asgari ücretinin 1,5 ila 2,5 katı olabileceği, Basın İş Sendikası tarafından davacının emsali olan bir sendikalı işçinin 2011/Haziran ayındaki ücretinin 1.300 TL olduğu, kök rapordan sonra … Matbaacılar ve Cilrçiler Sanatkarlar Esnaf Odasının bildirdiği emsal ücretin 1.000 TL ila 1.500 TL arasında olabileceği belirtildiğinden, bildirilen emsal ücretlerin
davacının iddia ettiği 1.050 TL net ücret miktarına uygun olduğu, bu nedenle davacının bordroda kayıtlı ücretine göre ve 1.050 TL net maaşla çalıştığına dair beyanına göre seçenekli olarak hesaplama yapılmış, mahkemece davacının 1.050 TL geliri olduğu kabul edilerek bu gelir üzerinden yapılan hesaplama ve ıslah edilen miktara göre davanın kabulüne karar verilmişse de, davacının çalıştığı işyerinden gelen maaş bordrolarına göre Haziran 2010 ila Nisan 2011 tarihlerine ilişkin bir bordroların dosyaya sunulduğu, davacının hesap tarihine kadar olan bordrolar dosya arasına alınmadan hesap bilirkişisinden rapor alındığı anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece, davacının hesap tarihine (22.09.2014) kadarki gelirini gösteren belgelerin davacının çalıştığı işyerinden ve SGK’dan temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine (22.09.2014) kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden hesap tarihine kadar işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde (22.09.2014) bilinen son gelirinin uygulanması, anılan raporlara davacının itiraz etmediği gözetilerek, 22.09.2014 tarihindeki asgari ücrete ilişkin verilerin kullanılarak ve 22.09.2014 tarihli rapordaki aktif ve pasif dönem hesabındaki miktarları aşmayacak şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesap içeren bilirkişi raporuna göre ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Davacı … vekili, kaza sonucunda davacının geçici ve sürekli işgöremezliği nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiştir. … Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Kurulu’nun 14.09.2012 tarihli raporunda davacının trafik kazası nedeniyle iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Hesap uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 22.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 9 aylık süre için geçici işgöremezlik zararı hesaplanmış olup, mahkemece davacı yönünden hesaplanan 9 aylık geçici işgöremezlik nedeniyle maddi tazminata karar verilmiş ise de, davacının çalıştığı işyerinden getirtilen maaş bordroları incelendiğinde davacının Haziran ayında 30 gün, Temmuz ayında 3 gün için maaş aldığı, bu durumda, mahkemece, davacının geçici işgöremezlik süresinde kazanç kaybına uğrayıp uğramadığına ilişkin yapılan araştırmanın yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının geçici işgöremezlik nedeniyle talep edebileceği zarar, çalışmakta olduğu işini yapamaması nedeniyle uğradığı kazanç kayıpları olup, bu durumda mahkemece yapılması gereken, davacının kaza tarihinde çalıştığı işyerinden, kaza sonrasında davacının çalışamadığı (geçici işgöremezliğe maruz kaldığı) dönemde maaş ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa miktarının sorulması, SGK’dan maaş bordrosu, hizmet döküm cetveli ve sosyal güvenlik kayıtlarının getirtilmesi, anılan ilkelere ve dosyaya temin edilecek bilgi ve belgelere göre geçici işgöremezlik zarar hesabı yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
4-Davalılar arasında yer alan davalı … şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısı olup Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’na göre (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) maddi tazminattan sorumlu olduğu, manevi tazminattan sorumlu olmadığı gibi manevi tazminata ilişkin yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlardan da sorumlu değildir.
Mahkemece maddi-manevi tazminat talebinden kabul edilen miktara göre ayrı ayrı yargılama gideri, vekalet ücreti, karar ve ilam harcı belirlenerek davalı … şirketinin, davacının maddi tazminat talebi nedeniyle yargılama gideri, vekalet ücreti, karar ve ilam harcından poliçe limiti dahilinde sorumluluğuna dair karar verilmesi gerekirken maddi-manevi tazminat talebi hakkında tek bir yargılama gideri, vekalet ücreti ile karar ve ilam harcı belirlenip, bundan sigorta şirketinin de sorumlu olduğuna dair karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı taraf, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.500 TL maddi tazminat talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini geçici işgöremezlik nedeniyle 9.864 TL, sürekli işgöremezlik nedeniyle 119.922 TL, tedavi giderleri nedeniyle 1.585 TL’ye yükseltmiş ve tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiş olmasına rağmen, mahkemece davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, davalı … şirketi yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
6-Davacı taraf, dava dilekçesinde 50.000 TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminata karar
verilmiş, davacı yararına kabul edilen manevi tazminat nedeniyle 1.800 TL, davalı yararına reddedilen manevi tazminat nedeniyle 4.750 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, reddedilen manevi tazminat miktarı nedeniyle davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, kabul edilen manevi tazminat miktarı nedeniyle davacı yararına hükmedilen 1.800 TL vekalet ücretini geçemeyeceği gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davada reddedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin, (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya dair hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı …Ş.’ye geri verilmesine, 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.