YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4651
KARAR NO : 2020/6981
KARAR TARİHİ : 12.11.2020
MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 09/01/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili …’ın imam nikahlı eşi ve desteği, …’ın annesi …’in vefat ettiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkillerinin maddi ve manevi açıdan mağdur olduğunu, trafik kazası tespit tutanağında, kazanın oluşumunda araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu ve kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi bulunmadığını, bu nedenle …’na davanın yöneltilidğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili … için 500,00 TL, … için de 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın 27/03/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre pasif husumetten davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Daire’nin 07.02.2017 tarih ve 2014/17499 Esas-2017/1126 Karar sayılı ilamında özetle, “…Somut olayda kolluk tarafından düzenlenen kaza terk
bildirim tutanağına göre kaza 23.10.2011 tarihi saat 20.30’da meydana gelmiştir. Dava dışı Allianz Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen davacıların murisinin yolcusu olduğu … plakalı aracın zorunlu trafik sigortası poliçe bilgilerine göre poliçenin başlangıç tarihi 23.10.2011, saat 12.00 (öğle)’dir. Mahkemece kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar şekilde 25.11.2011 başlangıç ve 25.11.2012 bitiş tarihli karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sigortası bulunduğundan bahisle davanın pasif husumetten reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece dava dışı Allianz Sigorta A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarında poliçe başlangıç saati, sigorta priminin yatırılıp yatırılmadığı, kaza tarihi ve saatinde geçerli zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunup bulunmadığı hususlarında HMK 221. madde gereği bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesi ile karar bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, davacı … yönünden davanın reddine, davacı … yönünden davanın talep gibi kabulüne, 5.266,38 TL nin davalı … Hesabından tahsiline, 500,00 TL’lik kısım için dava tarihinden itibaren 4.766,38 TL’lik kısım yönünden ıslah tarihi olan 18/10/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Kabule göre; … yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren Güvence Hesabının temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda
bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise Güvence Hesabının temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Somut olayda davalıya davadan önce, 14.03.2011 tarihinde başvuru evrakları tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 4.766,38 TL’ye yükselttiğini ve temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece 500,00 TL’ye dava tarihinden, 4.766,38 TL’ye ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir. Zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı … yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden başvuru tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden HUMK 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “…500,00TL’lik kısım için dava tarihinden itibaren, 4.766,38TL’lik kısım yönünden ıslah tarihi olan 18.10.2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” cümlesinin çıkarılarak yerine “…alacağın tamamına başvuru tarihi olan 14.03.2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” cümlesinin eklenmesine ve bu şekli ile hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.