Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/4530 E. 2020/7052 K. 16.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4530
KARAR NO : 2020/7052
KARAR TARİHİ : 16.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkili …’den kullanmış olduğu kredi kartına istinaden borçlu davalı … Algaç aleyhine Şanlıurfa 4.İcra Müdürlüğü’nün 2015/2110 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlu davalı hakkında icra takibine başlanmadan önce, mal kaçırmak amacıyla alacaklısı … olan Şanlıurfa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/301 sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını ve davalı-borçlunun Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünden almakta olduğu maaşın üzerine 1. Sırada haciz işlemi uygulandığını, ancak icra takibine konu 75.000,00 TL’lik senedin protesto ettirilmediğini, ödeme tarihinden 3 ay sonra takip yapıldığını, kesinleşen takipten sonra İİK’nun tanıdığı tüm yasa yollarına başvurmadan sadece aylık maaş kesintileri ile alacağını tahsil etmeye çalıştığını, tüm bunların davalıların kendi aralarında muvazaalı takip işlemi yaptığını gösterdiğini belirterek Şanlıurfa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2110 sayılı icra takibine konu müvekkili banka alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; iptali istenilen tasarrufu yapan borçlunun söz konusu tasarrufu mal kaçırma amacıyla yaptığına yada kötü niyetli olduğuna dair hiçbir delil, belge sunulmadığı, davaya esas teşkil eden icra takip dosyasında borçlu adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğu, kesin veya geçici aciz belgesinin de sunulamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
HMK’nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir.
Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir ve borçlu adresinde yapılan 15.05.2015 tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105.maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olup mahkemenin kesin ya da geçici aciz belgesinin bulunmadığı yönündeki gerekçesi yerinde değil ise de; davacı, davalı 3.kişi …’nin davalı borçlunun durumunu bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğunu ispatlayamadığına göre
davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibari ile doğru olan hükmün ONANMASINA; aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 16/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.