Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/4387 E. 2020/7828 K. 30.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4387
KARAR NO : 2020/7828
KARAR TARİHİ : 30.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı … vekili ve ihbar olunan SGK vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; 28/03/2009 tarihinde davalı …’ün maliki, davalı …’ın sürücüsü, davalı …Ş.’nin zorunlu trafik sigortacısı ve davalı … Japan Sigorta A.Ş’nin kasko sigortacısı olduğu halk otobüsü ../…
ile davalı …’ın maliki, davalı …’ın sürücüsü ve davalı …Ş.’nin zorunlu trafik sigortacısı olduğu tırın çarpışması sonucu, otobüste yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla tedavi giderleri, geçici ve sürekli işgöremezlik nedeniyle uğradığı zararları için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan (sigorta şirketleri poliçe limitleri sınırlı olmak kaydıyla) ve 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve mütelselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; birleşen Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/96 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde bahsi geçen trafik kazasından mütevellit davacının uğramış olduğu tüm maddi ve manevi zarardan davalı … Belediyesinin de müştereken ve mütelsilen sorumlu olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili 12/04/2013 tarihli dilekçesiyle tedavi giderlerine ilişkin talebini 2.400,00 TL ve geçici işgöremezlik nedeniyle uğradığı zarar talebini 8.621,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … Japan Sigorta A.Ş. vekili; yolcu olarak bulunduğu aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, ihtiyari mali mesuliyet açısından zorunlu sigorta limitlerini aşan kısımdan araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; davacının herhangi bir müracaatta bulunulmadığını, manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını, davalının poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak sorumluğunun bulunduğunu ve yasal faizin uygulanabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; kusur oranında poliçe limiti ile sınırlı sorumluluklarının bulunduğunu ve dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …; davacı tarafça istenilen bedelin haksız olduğunu ve kaza nedeniyle kendisinin de mağdur olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar …, … ve …’a ilişkin usulünce tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap sunmamış ve duruşmalara katılmamışlardır.
Birleşen dava davalısı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi vekili; dava konusu olaydaki otobüsün tamamen özel mülkiyetli ve işletmesi de özel şahıs tarafından gerçekleştirilen bir araç olduğunu, davalının sadece belirli bir plan ve esaslar dahilinde yolcu taşıma işini, güzergahları ile koordinasyonu sağlamak ve denetlemek ile yükümlu olduğunu ve davalının sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hesaplamaya ve kusura ilişkin teknik raporlar da gözetilerek, 8.621,94 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davalı … ve … açısından %87,5 kusur oranına göre 7.544,20 TL’nin (900,00 TL’si açısından 28/03/2009 kaza tarihinden ve kalan 6.644,20 TL’si açısından ıslah tarihi 14/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte), davalı … şirketleri Sompo Japan Sigorta A.Ş. ve SBN Sigorta A.Ş. açısından 7.544,20 TL’nin (900,00 TL’si açısından dava tarihinden ve kalan 6.644,20 TL’si açısından ıslah tarihi 14/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte), davalı … ve … açısından %12,5 kusur oranına göre 1.077,74 TL’nin 900,00 TL’si açısından 28/03/2009 kaza tarihinden ve kalan 177,74 TL’si açısından ıslah tarihi 14/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte), davalı …Ş. açısından 1.077,74 TL’nin (900,00 TL’si açısından dava tarihinden ve kalan 177,74 TL’si açısından ıslah tarihi 14/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte); 2.500,00 TL tedavi giderinin davalılar …, …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsiline (davalılar … ve … açısından %87,5 kusur oranına göre 2.187,50 TL’nin, 100,00 TL’si için dava tarihinden ve kalan 2.087,50 TL’si açısından ıslah tarihi 14/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, davalı … ve … açısından %12,5 kusur oranına göre 312,50 TL’nin 100,00 TL’si açısından dava tarihinden ve kalan 212,50 TL’si açısından ıslah tarihi 14/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte), bu kalem yönünden diğer davalı … şirketleri aleyhine açılan davanın reddine; ../…
manevi tazminat isteğinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın asıl davada davalılar …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalılar … ve … açısından %87,5 kusur oranına göre 875,00 TL’sinin kaza tarihi 28/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, asıl davada davalı … ve … açısından %12,5 kusur oranına göre 125,00 TL’sinin kaza tarihi 28/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte), fazlaya ilişkin reddine; birleşerek görülen Gebze 2. Asliye Hukukuk Mahkemesinin 2010/96 E. nolu dosyadaki davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili ve davalı … Japan Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/05/2017 gün ve 2014/25016 Esas 2017/5136 karar sayılı ilamı ile “davalı …’nın zarardan sorumlu olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden sigorta şirketlerinin sorumlu olacağı, manevi tazminatın az olduğu, ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığı, dava konusu kazaya ilişkin zarara neden olan aracın kaza tarihini kapsayan trafik (ZMSS) sigorta poliçesi kapsamında başka ödeme olup olmadığının ve limitinin tükenip tükenmediği belirlendikten sonra limitini aşan kısım olduğu takdirde davalının sorumluluk limitinin gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği” gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile 11.121,99 TL (2.500,00 TL’si tedavi gideri olmak üzere) maddi tazminatın davalılar SBN Sigorta A.Ş., Axa Sigorta A.Ş., …, …, …, … ile birleşen davanın davalısı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden (sigorta şirketleri (SBN Sigorta A.Ş., Axa Sigorta A.Ş.) yönünden dava tarihinden, diğer asıl ve birleşen davalılar yönünden kaza tarihi olan 28/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte) davalı … şirketleri yönünden poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … Japan Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine; manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın asıl davanın davalıları …, …, … ve … ile birleşen davanın davalısı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, ../…
davacı vekili, davalı … vekili ve ihbar olunan SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dilekçesi ile SGK aleyhine bir dava ikame edilmemiş, SGK’ne dava ihbar edilmiş, davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatına haiz SGK aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan SGK’nun temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre, davacı vekili ve davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde maddi-manevi tazminatlara ilişkin ticari faiz talebinde bulunmuş, bozma öncesi kabul edilen maddi tazminat talebi 11.121,99 TL’nin 8.621,94 TL’lik kısmı için tüm davalılar yönünden yasal, 2.500,00 TL’lik kısmın 312,50 TL’si için davalılar … ve … yönünden yasal, 2.187,50 TL’si için … ve … yönünden ticari faizi ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … yönünden yasal, … ve … yönünden ticari faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından faiz türü yönünden temyiz bulunmamaktadır.
Bozma sonrası kurulan hükümde ise maddi tazminatın toplamı için tüm davalılar yönünden yasal faize hükmedilmiş, manevi tazminat için ise faize hükmedilmemiştir.
Davacı vekilince maddi tazminata ticari faiz hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar temyiz edilmiştir.
Kazaya karışan araçların ticari otobüs ve tır olmasına göre her ne kadar tazminatlara ticari faiz işletilmesi gerekmekte ise de, davacı vekilince bozulan hükme karşı faiz türü yönünden temyiz olmaması karşısında, hakkında yasal faize hükmedilen davalılar lehine bu hususun usuli müktesep ../…
hak teşkil edeceği gözetilerek, yalnızca maddi tazminatın 2.187,50 TL’lik kısmı için davalılar … ve … yönünden ticari faize hükmedilerek hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı tarafın dava dilekçesinde, hükmedilecek manevi tazminat tutarına kaza tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi yönünde talebi bulunmasına rağmen mahkemece manevi tazminat tutarına işletilecek faiz talebi hakkında bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
5-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar ve kaza tarihi dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan SGK vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı … Başkanlığına geri verilmesine, 30/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.