YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3652
KARAR NO : 2020/7520
KARAR TARİHİ : 24.11.2020
Davacı … ile davalılar …, …, … ve … aralarındaki dava hakkında Ankara 11.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.02.2014 gün ve 2012/157-2014/42 sayılı hükmün Dairenin 11.10.2016 gün 2014/17002-2016/8797 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, Gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlular …,… hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazı davalı …’ya devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı Dairemizin 11.10.2016 gün 2014/17002 Esas 2016/8797 sayılı ilamı ile davalı borçlulardan sadece … adresinde haciz yapıldığı ve tutulan tutanağın İİK’nun 105 niteliğinde geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, diğer borçlu adreslerinde yapılmış haciz ve alınmış bir aciz belgesi bulunmadığından, davalı … dışındaki davalılar yönünden dava ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı …’in davalı … ile yaptığı tasarrufla ilgili olarak ise, ivazlar arasında fahiş fark olmadığı gibi davalı …’nın borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu ispat edilmediği, borçlunun bu amaçla hareket etmesi bir başka deyişle kötü niyeti yeterli olmayıp üçüncü kişinin bu amaçtan haberdar olduğunun ispatı gerektiği, davalı …’nın İİK’nun 280.madde kapsamında
davalılar ile akraba olduğu iddia ve ispat edilmediği, borçluları tanıdığı ve mali durumlarını bildiği veya bilmesi gerektiği de somut deliller ile ispat edilmediği, tapu yazılı belge niteliğinde olduğundan burda yazılı olan bedelin davalı üçüncü kişi tarafından ödendiği kabul edilmesi, aksi iddianın ileri süren tarafından ispatı gerekirken anılan davalıya usule aykırı olarak ispat külfeti yüklenerek, bedeli ödediğini ispatlayamadığı gerekçesi ile reddi isabetli olmadığından bahisle bozulmuştur. Bozmadan sonra davacı vekili tarafından anılan kararın hatalı olduğundan bahisle karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda:
1-Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve 6100 sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi 2.fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteklerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava konusu taşınmaz sitelerde mobilya imalathanesi olarak faaliyette iken, satıştan önce borçluların murisi …ve borçlu … buradaki faaliyetlerine son vererek 15.01.2010 tarihinde dava dışı şahıslara kiraya vermişler, satıştan sonrada yine kiracı tarafından işletilmeye devam etmiştir. Davacı vekili üçüncü kişi …’nın da sitelerde … Mobilya olarak aynı alanda faaliyette bulunduğunu belirttiğinden, bu hususun ticaret odası ve vergi idaresinden araştırılarak, iddia edildiği gibi üçüncü kişinin Siteler/Ankarada benzer konuda faaliyeti olduğu tesbit edilmesi halinde bu durumun İİK’nun 280/1. maddesi kapsamına girip girmeyeceğinin değerlendirelerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile bozma ilamının davalı borçlu … ve … ile ilgili gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer karar düzeltme isteğinin reddine,
(2) nolu bette açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kısmen kabulü ile 11.10.2016 tarihli bozma ilamının ikinci bölümünün 2.benteki gerekçesinin düzeltilmesi sureti ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, tashihi karar red harcının karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 24/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.