Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/347 E. 2020/6118 K. 26.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/347
KARAR NO : 2020/6118
KARAR TARİHİ : 26.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı …’e çarpmasıyla oluşan kazada Mehmet’in vücudunda kemik kırığı oluşacak biçimde yaralandığını, davacıda kalıcı hasarlar oluştuğunu ve tedavisinin halen devam ettiğini, davacının işgöremez ve başkasının bakımına muhtaç duruma geldiğini, diğer davacıların babası/eşi olan Mehmet’in ağır yaralanması nedeniyle manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, davacı … için 2.000,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın, diğer davacılar için 10.000,00’er TL’den toplam 30.000,00 TL. manevi tazminatın, yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; davanın devamı sırasında davacı …’in ölümü nedeniyle, dava içinde yer alan mirasçısı davacılar ve dahili davacı … için davaya devam ettiklerini bildirmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı …’in emekli olup başka işte çalışarak gelir elde ettiği ispat edilemediğinden ve kalıcı maluliyeti de bulunmadığından maluliyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı, bakıcı gideri yapıldığının ispatlanamadığı, tedaviye ilişkin giderlerin de SGK ve davalılar tarafından karşılandığı gerekçesiyle, davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacılar …, …, … ve … için 3.000,00’er TL’den toplam 12.000,00 TL’nin, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve …’tan müteselsilen tahsiline dair verilen hükmün, davacılar ve dahili davacı vekili ile davalı … ve … vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 06.02.2017 tarih, 2014/17039 Esas ve 2017/1017 Karar sayılı ilamı ile; “davacı …’in yaralanması nedeniyle 9 aylık geçici işgöremezlik süresi belirlenmiş olduğundan, bu 9 aylık süreye ilişkin asgari ücret üzerinden talep edebileceği işgöremezlik tazminatı miktarı konusunda rapor alınıp, davacı (ölmüş olması nedeniyle davayı takip eden mirasçıları) lehine maddi tazminata hükmedilmeyişinin hatalı olduğu; manevi tazminat isteminde bulunan tüm davacılar ve dahili davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi; ayrıca, davacı …, … ve …, iki ayrı sebebe dayalı olarak manevi tazminat istemlerinin devam ettiği gözetilerek, bu davacılar için her sebebe ilişkin ayrı ayrı manevi tazminatın belirlenmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda ve tek manevi tazminata hükmedilmesinin uygun görülmediği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 493,34 TL. maddi tazminatın kaza (sigortacı için dava) tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline ve davacılara miras payları oranında verilmesine; davacılar …, … ve … kendileri için istedikleri manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile adı geçen davacılar için 5.000,00’er TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … müteselsilen tahsiline; davacılar …, …, … ve … murisleri … adına istedikleri manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL’nin kaza
tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … müteselsilen tahsiline ve miras payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı … ve … vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2018 tarihinden itibaren 2.590,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davalılar aleyhine hükmolunan maddi tazminatın 493,34 TL. olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalılar vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacılar için manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. (BK’nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; mahkeme gerekçeli kararının 3.sayfasındaki 4.paragrafta yer alan, davanın tapu iptal davası olduğuna ilişkin nitelemeyi içeren ifadenin kararda yer alması, HMK’nun 294/3. maddesine aykırı olduğundan bozmayı gerektirse de, bu yanlışlığın maddi hata niteliğinde olduğu ve kararın diğer bölümlerinin eldeki davaya ilişkin olduğu, bu yanlışlığın mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğu dikkate alınarak bozma sebebi yapılmamış olmasına göre; davalılar … ve … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekilinin temyiz dilekçesinin, davalılar aleyhine hükmolunan maddi tazminata ilişkin kısım yönünden, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekilinin diğer yönlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi
ile hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 486,83 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar … ve …’tan alınmasına, 26/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.