Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/3174 E. 2020/1781 K. 20.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3174
KARAR NO : 2020/1781
KARAR TARİHİ : 20.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı … şirketine … ile sigortalı bulunan, sürücüsü … olan aracın karıştığı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin kaza nedeniyle yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 8.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyen ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 02/02/2016 tarihli dilekçesi ile dava değerinin 268.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş gücü kaybı nedeniyle açmış olduğu tazminat talebinin kabulü ile 268.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybı hususunda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığından alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de, rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre düzenlenmiştir. Kaza, 15.02.2015 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir.
Bu durumda, mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu yönetmelik hükümleri doğrultusunda rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Maddi tazminatın (zararın) hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde davacının kendisine ait kamyonunu işlettiği ve gelirinin aylık ortalama 6.000,00 – 7.000,00 TL arası olduğunu iddia etmiştir.
Mahkemece, sosyal ekonomik durum araştırması yapılmış davacının aylık nakliye gelirinin 2.000,00 – 3.000,00 TL arası olduğu kamyondan 7.000,00 TL gelir elde ettiği belirtilmiş, Van Şoförler odasının yazı cevabına göre kendisine ait kamyon işleten bir şoförün kamyon geliri ile birlikte aylık gelirinin 6.500,00 – 7.000,00 TL arası olduğu bildirilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının aylık net kazancı 6.750,00 TL kabul edilerek asgari ücretin 7.11 katı geliri olduğu esas alınmak suretiyle yapılan hesap doğrultusunda zarar belirlenmiştir.
Ancak tazminata esas alınan davacının gelirinin belirlenmesine ilişkin kabul yerinde değildir.
Davacının işini yürütürken kişisel yetenek ve emeği ile gelire sağladığı katkı oranında, davacının zarara uğradığının kabulü gerekmektedir. Mahkeme tarafından bu husus gözden kaçırılmış olup davacının geliri hem kamyon işletilmesinden elde edilen gelir hemde sürücülükten elde edilen gelir toplamı üzerinden kabul edilmiştir.
Buna göre kendi kamyonunu işleterek gelir elde eden davacının maluliyete uğrasa dahi kamyonun işletilmesi dolayısıyla gelir elde etmeye devam edeceği kabul edilerek davacının yerine başkasının çalıştırılması halinde ona ödenecek ücretin ne kadar olduğu tesbit edilerek, bu değerlendirme üzerinden davacının zararı hesaplanmalıdır. Bu maddi hukuksal olgunun değerlendirildiği ayrıntılı, gerekçeli ve denetime uygun şekilde aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.