YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2965
KARAR NO : 2020/7796
KARAR TARİHİ : 30.11.2020
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.
Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı …Ş. vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.11.2020 Çarşamba günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuran(davacı) vekili; davalı … nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, müvekkillerinin desteği ve ortak murisi … ’in yolcu olarak bulunduğu, dava dışı … ’in sevk ve idaresindeki aracın 14/09/2016 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında …’in vefat etmesi nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı eş … için 30.000,00 TL, küçük çocukların her biri için ayrı ayrı 2.000,00 TL ve diğer davacı çocuklar … ve… için de ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ayrıca davacı eş … için 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin davalıdan tahsiline karar
verilmesini talep etmiş, 21/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini davacı eş … için 130.737,00 TL’ye, davacı … için 19.763,00 TL’ye, davacı … için 15.969,00 TL’ye, davacı Yasin için 14.391,00 TL’ye, davacı … için 12.828,00 TL’ye, davacı… için 4.465,00 TL’ye ve davacı … için olan istek miktarını da 6.195,00 TL’ye yükseltmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili; Tahkim yargılamasına başvurmadan önce, sigorta şirketine yapılan başvuruda hak sahibine ait banka hesap bilgileri ve vekaletname olmadığı için talebin karşılanmadığını, eksik belgelerin ibrazından sonra da davacılar vekili hesabına 27/01/2017 tarihinde toplam 176.910,13 TL ödeme yapıldığını, ancak davacılar tarafından 30/01/2017 tarihinde bu miktarın kendilerine iade edildiğini, iadenin kötü niyetli davranış niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle toplam 176.910,13 TL bakımından faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideriyle yükümlü tutulmamaları gerektiğini, esasen başvurunun eksik belge ile yapıldığı gözetildiğinde, davanın başvuru şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar desteğinin hatır için taşındığını beyanla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 17/05/2017 tarih 2017/3221-2017/20536 sayılı kararı ile başvuru sahiplerinin talebinin kabulü ile davacı eş … için 130.737,00 TL, davalı … için 19.763,00 TL, davacı … için 15.969,00 TL, davacı … için 14.391,00 TL, davacı … için 12.828,00 TL, davacı… için 4.465,00 TL, davacı … için 6.195,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin 29/12/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline; karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince 19/07/2017 tarih ve 2017/İHK-2568 sayılı kararı ile davalı vekilinin itirazının reddine, davacılar vekilinin itirazının vekalet ücretine yönelik itirazlarının kabulüne, dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/3665 D. İş-2017/3665 sayılı ve 11/08/2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 19/07/2017 tarih ve
2017/İ.2279-2017/İHK-2568 sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf talebinin, davacılar … ,…,… yönünden kararın kesin olması nedeniyle usulden reddine; davacı … yönünden yapılan istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin Bölge Adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2019 tarih, 2017/1765 – 2019/543 sayılı kararının kaldırılarak davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2-5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12. maddesi gereği Sigorta Tahkim Komisyonlarının 40.000,00 TL’yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğundan dolayı 40.000,00 TL’lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmelidir. Bu sebeple davacı eş … dışındaki davacılar yönünden verilen karar miktar itibariyle kesin niteliktedir. Bu nedenle davalılar vekilinin temyiz isteminin, davacılar; …,…,… yönünden temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Sigorta şirketi vekili tarafından istinaf aşamasında dosyaya sunulan 28/01/2019 günlü dilekçede, davacı tarafın Gürpınar Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 07/10/2016 günlü dilekçe ile soruşturma dosyasındaki belgelerin kendilerine verilmesi talebinde bulunduğu ve Gürpınar CBS’nin soruşturma evraklarına göre talep konusu kazada araç sürücüsünün davacıların desteği olan … olduğunun belirlendiğini, davacıların bu hususu açıklamaksızın delilleri karartarak destek, araçta yolcu imiş gibi talepte bulunmasının kabul edilemez olduğunu, zira desteğin sürücü
olması halinde kaza tarihinde geçerli olan genel şartlara göre, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından taleplerin teminat dışı olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
Kaza Tespit Tutanağında araç sürücüsü olarak …’in tespit edildiği, Hakem Heyeti başvurusunda da davacılar desteğinin araçta yolcu olduğu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı iddia edilerek destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan Gürpınar Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin 10/11/2016 tarihli kararında ve soruşturma aşamasında araç içerisinde bulunan … ve …’e ait ifade tutanaklarında da sürücünün destek … olduğunun belirtildiği ve … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, soruşturma dosyasının da dosya içerisine alınarak, Gürpınar Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı ile sürücünün davacılar desteği … olduğunun belirlenmesi karşısında, desteğin sürücü olduğu kabul edilerek, kaza ve poliçe düzenleme tarihindeki hukuki durum tartışılarak yeniden hüküm kurulması gerektiğinden İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2019 tarih, 2017/1765-2019/543 sayılı kararının kaldırılarak istinaf başvuru dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabul edilip temyiz incelemesinin yapılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin, …,…,… lehine hükmedilen maddi tazminat hükmünün kesin olması nedeni ile REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer davacı … yönünden verilen karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.