Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/2445 E. 2020/7414 K. 23.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2445
KARAR NO : 2020/7414
KARAR TARİHİ : 23.11.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.11.2020 Salı günü davacılar vekili Av. … geldi. Davalılar taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların işleten/ sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu otobüsün yaptığı tek taraflı kaza sonucunda, ağır biçimde yaralanan davacıların çalışamayıp gelir kaybına uğradığını ve malul kaldığını, uğradıkları bedensel zarar nedeniyle manevi açıdan da zarar gördüklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı … şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 3.000,00 TL. maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 23.08.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 148.432,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili ve davalı …, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını da belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacılar için 1.000,00’er TL. maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden ve davalı … şirketinden dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; davacıların ıslah ile arttırılan maddi tazminat bölümleri yönünden taleplerinin ayrı ayrı zamanaşımı nedeniyle reddine; davacı … için 2.500,00 TL, … için 5.500,00 TL, … için 5.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline dair verilen hükmün, davalı … şirketi vekili ve davacılar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 08.06.2017 tarih, 2014/23369 Esas ve 2017/6542 Karar sayılı ilamı ile; “kazanın 02.09.2001 tarihinde gerçekleştiği ve davanın 08.02.2007 tarihinde açıldığı; davaya konu tek taraflı trafik kazası sonucunda, aralarında davacıların da bulunduğu pek çok yolcunun yaralandığı; davaya konu eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 459/3. maddesi yollamasıyla TCK’nun 102/4. maddesi gereğince ceza zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu ve uzamış ceza zamanaşımı süresinden sonra davanın açıldığı dikkate alınarak, davanın tümden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut olan kolluk tutanağı ve diğer belgelere istinaden, 6100 sayılı HMK’nun 336. maddesi uyarınca, davacıların adli yardım talebinin kabulüyle inceleme yapılmasına karar vermek gerekmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgücü kaybı tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk mahkeme kararını, davalı …Ş. ile davacılar temyiz etmiş ve ilk hüküm, davacıların tazminat alacaklarının zamanaşımına uğradığı gözetilerek davanın tümden reddinin gerektiği gerekçesiyle, sadece adı geçen davalı (İhlas Sigorta A.Ş.) yararına bozulmuştur. Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada, ilk hükmü temyiz etmeyen davalı … yönünden de bozma gereği davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, ilk hükmü temyiz etmeyen davalı … da bozmadan yararlandırılmıştır.
Davacıların, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtıkları davada 3.000,00 TL. maddi tazminat isteminde bulunduğu ve 23.08.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 148.432,00 TL’ye yükselttiği; bozmadan önceki (ilk) kararda, her iki davalının da ıslahla artırılan bölümün zamanaşımına uğradığı savunması yerinde bulunarak, ıslah edilen bölüme ilişkin davacı taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın bu yönden de davacılar tarafından temyiz edildiği; Dairemizin önceki (mahkeme ilk hükmüne ilişkin) temyiz incelemesinde, sadece davalı … şirketi temyizinin incelenip, davacıların temyizinin incelenmediği görülmektedir. Bu itibarla; yukarıda da vurgulandığı üzere, mahkeme ilk hükmünü temyiz etmeyen davalı …’un, davalı … şirketi yararına verilen bozma kararından yararlanması mümkün olmadığı ve davacıların mahkemenin ilk kararına ilişkin temyiz talepleri incelenmediği için, davalı …’ın hukuki durumunun değerlendirilip, onun yönünden davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği açıktır.
Bu durum karşısında mahkemece; mahkeme ilk hükmünün sadece davalı … şirketi ve davacılar tarafından temyiz edildiği (davalı … tarafından temyiz edilmediği); Dairemizin önceki bozmasının, davalı … şirketinin temyizi incelenerek yapıldığı ve hükmün sadece davalı … şirketi yararına bozulduğu (temyizi bulunmayan davalı … lehine yapılmış bir bozma olmadığı); mahkemenin ilk hükmünü davacılar da temyiz etmiş olmakla birlikte, davacıların temyizinin incelenmediği; ilk hükmü temyiz etmeyen ve lehine bozma bulunmayan davalı …’un “zamanaşımından davanın reddi gerektiği” şeklindeki ilk bozmamızdan yararlandırılamayacağı; mahkeme ilk hükmüne yönelik davacılar temyizinin (özellikle ıslah edilen bölümün zamanaşımından reddinin hatalı olduğuna ilişkin) incelenmemiş olması ve davacılar lehine adı geçen davalı yönünden oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınıp değerlendirme yapılması gerektiği; davacıların 23.08.2010 tarihli ıslah dilekçesinin, davalı …’a 21.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve adı geçen davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunmasını yaptığı tarih (zamanaşımı def’inin süresinde olup olmadığı) gözetilerek, davalı …’un hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, ilk hükmü temyiz etmediği için ilk bozmamızdan yararlanamayacak olan davalı …’un da ilk bozmadan yararlandırılmasıyla karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.