Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/2379 E. 2020/6538 K. 04.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2379
KARAR NO : 2020/6538
KARAR TARİHİ : 04.11.2020

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili asıl davada; 05.09.2015 tarihinde davalının 05.05.2015-05.05.2016 tarihlerini kapsayan ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın işleteni ve sürücüsü olan davacıların eşi/babaları …’ın karıştığı çift taraflı trafik kazasında …’ın tam kusuru neticesinde vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacılar için şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davacıların desteğinden yoksun kaldıkları sigortalı işleten ve araç sürücüsü …’ın ehliyetsiz ve tam kusurlu olduğunu, bu nedenle
davacıların destek tazminat talepleri yönünden “teminat dışı hal” söz konusu olup bu yöndeki taleplerinin davalı şirketçe karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin sigorta tazminatı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.02.2018 gün ve 2016/14180 Esas ve 2018/1313 Karar sayılı ilamı ile “davacıların davalı … şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunduğu gözetilerek mahkemece işin esasının incelenmesi ve davacıların tazminat talebinin değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Davacılar vekili bozma sonrası ek dava şeklinde açtıkları birleşen davada; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı … yönünden (kendi adına asaleten, çocukları adına velayeten) 226.309,53 TL tazminatın ilk dava tarihinden (23.11.2015 ) itibaren işleyecek yasal faizi ile müteveffanın babası … yönünden 19.352,60 TL ve annesi … yönünden 34.337,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının ek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonucu mahkemece asıl dava dosyası yönünden davacı eş … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile davacı eş … için 10.000,00 TL maddi tazminatın asıl dava tarihinden (23.11.2015) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine; birleşen dava dosyası yönünden davacı …’ın kendi adına asaleten diğer davacılar … ,… ’a velayeten, davacı baba … ve davacı anne … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile davacı eş … için 162.062,11 TL, davacı evlat … için 16.782,99 TL, … için 22.996,94 TL,… için 24.467,49 TL maddi tazminat ile davacı baba … için 19.352,60 TL ve davacı anne … için 34.337,86 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 280.000,00 TL maddi tazminatın birleşen dava tarihinden (24.09.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Davalıya davadan önce başvuru yapılmadığı anlaşılmakla, davalı, dava tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davacılar eş …, çocuklar … için davalı yönünden faiz başlangıcının asıl ve ek davaya konu edilen kısım yönünden asıl dava tarihi (23.11.2015) olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin 2.Paragrafında yer alan “…280.000,00 TL maddi tazminatın” ibaresinden sonra gelmek üzere “eş … ile evlatlar …,… için 23.11.2015 tarihinden itibaren, diğer davacılar baba … ve anne … yönünden” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 04/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.