Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/2326 E. 2020/5745 K. 15.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2326
KARAR NO : 2020/5745
KARAR TARİHİ : 15.10.2020

MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili; 27.06.2015 tarihinde davacının eşi olan … sevk ve idaresindeki çekici ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkıp devrilmesi sonucu tek taraflı, ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, bu kaza sonucunda müvekkilinin eşi …’nin vefat ettiğini, desteğinin ölümü ile müvekkilinin maddi açıdan mağdur olduğunu, söz konusu aracın davalı … şirketine zmms poliçesi ile sigortalandığını, söz konusu poliçenin kaza tarihi itibarıyla kişi başına ölüm halinde 290.000,00 TL teminat sağladığını, sigorta şirketine teminat limitleri içinde ödeme yapması için ihtarnamenin 17.03.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı … şirketinin ödeme yapmayarak 30.03.2016 tarihinde temerrüde düştüğünü ileri sürerek şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 30.03.2016 tarihinden
itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında verilen talep artırım dilekçesi ile talebini 130.299.61.TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, karar verilmiş, davacı …’ nin 27.06.2015 tarihinde meydana gelen kazanın 26.04.2016 tarihinde KTK’de yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle müteveffanın eşinin, 3.kişi sıfatı ile zmms poliçesini düzenleyen davalı … şirketinden sigorta poliçe limiti dahilinde destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabileceği anlaşılmakla, davanın kabulü ile toplam 130.299.61.TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 30.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı tutulmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince; 26/04/2016 tarihinde 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun’da yapılan değişikliklerin dava konusu haksız fiil tarihinde yürürlükte olmadığı, 6704 sayılı Kanunda, yapılan düzenlemelerin geriye yürüyeceğine dair açık bir hükmün de bulunmadığı, yürürlüğe giren yeni kuralın yürürlük tarihinden önceki dönemde hukuki sonuçlar doğurmasını yasaklayan ve kuralın ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulanmasını emreden hukukun genel prensibi olduğu, tüm bu nedenlerle dava konusu olay tarihinde meydana gelen davacıların desteğinin işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile tam kusurlu olarak neden olduğu kaza sonucu zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla dava açan eşi ve çocuğunun aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısından tazminat talep edebileceği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile belirlenen tazminatın esas alınarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının tazminat istemlerinin haksız olduğunu, zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında 01.06.2015 tarihinde yapılan değişiklikten
sonra, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin sorumluluk kapsamı dışında tutulduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/321 E 2017/420 K sayılı ilamı ile; toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar vermiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir.
Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile de 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar C.11 maddesine göre, Genel Şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı Kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta Sözleşmeleri” başlıklı 11. maddesinin birinci cümlesinde; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesi mevcut olup bu doğrultuda, yapılacak sözleşmeler (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorundadır. KTK 93. Maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine açılan dava ret edilmiştir. Zorunlu sigorta genel şartlarının, Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında olup olmadığını da değerlendirmek gerekir.
TBK’nın 20. maddesinde belirtildiği üzere; önceden, tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunulan sözleşme hükümleri genel işlem koşulu kapsamındadır. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından, Kanundan alınmış olan yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel Şartları TBK’nın 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmek mümkün değildir. Kanunda açıkça belirtildiği üzere, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen “tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği” ilkesine aykırı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise
sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde; “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise, Genel Şartlar A.3. maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise; Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde; “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Somut olayda, sigortalı sürücü desteğin, sevk ve idaresindeki araçla 27.06.2015 tarihinde tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında ölmesi nedeni ile desteğin eşi ve çocuğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Muris ile davalı … arasında düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 27.06.2015 ile 27.06.2016 tarihleri olup, davalı … şirketinin
sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 tarihinde, yani poliçenin teminat başlangıç tarihi olan 11.08.2015 tarihinden önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Eldeki davada ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu murisin üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir.
Yine Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü sigortalı murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Poliçenin teminat başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda; sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamasına göre, davacının davalı … şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi’nce reddedilmesi doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı …Ş.(… Sigorta A.Ş.) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının BOZULMASINA; dosyanın karar veren Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …Ş.(… Sigorta A.Ş.)’ye geri verilmesine 15/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.