YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/221
KARAR NO : 2020/4177
KARAR TARİHİ : 30.06.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların murisinin dava dışı bankadan kullandığı kredi sonucunda hayat sigortası yapıldığını, murisin 01.11.2004’te vefat ettiğini, davalı tarafça 17.2.2005 tarihli yazıda prim tahsilatı yapılmadığından bahsedilse de, kredi hesabına yatırılan tutarlar bulunduğunu, yatırılan miktarlardan primin tahsil edilmemesinin murisin inisiyatifinde olmadığını, daha önce açılan davanın görev yönünden bozulup sonradan açılmamış sayılmasına karar verildiğini beyanla, 5.129,79 TL’nin 1.11.2004 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, 5.129,79 TL tazminat alacağının 01/11/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi murisin hayat sigortacısı olup, Hayat Sigortaları Genel Şartları’nın B maddesi uyarınca sigortalının vefatı halinde hak sahipleri tarafından ölüm ile ilgili bütün bilgi ve belgelerin sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.
Davacılar murisin vefat tarihi olan 01.11.2004 tarihinden itibaren faiz talep etmiş, mahkemece 01.11.2004 tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Dosya içerisinde davacıların doğrudan davalı sigorta şirketine başvurusuna dair evraka rastlanamadığı, davacılar vekilinin dava konusu olaya ilişkin olarak önce Yenice Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 31.10.2005 tarihinde dava açtığı, mahkemece 05.06.2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacılar vekili tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece hükmedilen tazminata 31.10.2005 yerine, 01.11.2004 ölüm tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 370/2 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1) nolu bendinde yer alan “01/11/2004” ibaresi çıkartılarak yerine “31.10.2005” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30.06.2020 günü oy birliği ile karar verildi.