Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/1241 E. 2020/7802 K. 30.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1241
KARAR NO : 2020/7802
KARAR TARİHİ : 30.11.2020

MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında, İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Başvuran (davacı) vekili; davalı … nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davacı …’nun maliki olduğu, müvekkillerinin desteği olan …’nun sevk ve idaresindeki aracın 03/04/2016 tarihinde karıştığı trafik kazasında …’nun vefat etmesi nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldığını, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın tam kusurlu olduğunu, beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı … için 30.000,00-TL, davacı … için 19.950,00-TL, davacı … için 50,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22/12/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için tazminat talebini 62.141,38-TL’ye yükseltmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili; kazanın meydana geldiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan sigorta genel şartları gereğince talebin teminat dışı olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 12/01/2017 tarih 2016/31535 E.-K-2017/1270 sayılı kararı ile; davacı …’nun kazaya karışan aracın işleteni olup kendi hukuki sorumluluğunu temin etmek üzere düzenlenen poliçe gereğince kendi maddi zararını talep etme hakkı olmadığından bu davacının başvurusunun husumet yokluğundan reddine, müteveffanın kardeşi … ‘nun, sağ olan anne/babasının bakımı altında bulunduğundan sabit olmayan destek gören konumu nedeniyle başvurusunun aktif husumet yokluğundan reddine, 3.kişi sıfatıyla dava açan davacı …’nun tazminat başvurusunun kabûlü ile 62.143,38-TL destekten yoksun kalma tazminatının 13/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince 24/04/2017 tarih ve 2017/İHK-1373 sayılı kararı ile; itirazın reddine, dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/2548 D. İş-2017/2548 D.İş Karar sayılı ve 07/06/2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 24/04/2017 tarih ve 2017/İHK-1373 sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf talebinin, sigorta genel şartları ve KTK 92. maddesi gereğince destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığı gerekçesiyle kabulü ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 24/04/2017 tarih ve 2017/İ.537-2017/İHK-1373 sayılı kararının kaldırılmasına, davacı … tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açılan tazminat davasının reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden
sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 06/12/2018 tarih, 2017/1226 E- 2018/1499 K. sayılı kararının bozulup kaldırılarak davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazası sonucu davacılar yakınının ölümü nedeniyle, 6098 sayılı TBK’nun 53/3. (818 sayılı BK’nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacıların desteğinin, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın sürücüsü iken gerçekleşen tek taraflı kazada kendi kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu Güvence Hesabı karşılayacaktır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı
bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Yine sigortacılık yasası 11. madde hükmüne görede aynı husus açıklanmıştır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmek de mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi, hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde de bulunmamaktadır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen “tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesi”ne aykırı olduğunu söylemek de mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması ya da azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibari ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın
kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise, sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim dava tarihinde yürürlükte olan Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma
(ölüm) teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir:
a)Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.
b)Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten (sigortalı) ya da işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda, ölen kişi üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
c)Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, sürücü/desteğin sevk ve idaresindeki araç ile 03/04/2016 tarihinde kendi kusuru ile sebebiyet
verdiği kazada öldüğü, poliçenin düzenlenme tarihinin de 04/10/2015 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının sorumluluğunun kapsamı 01.06.2015 yani davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.
Genel Şartların “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6. maddesi (d) bendinde; “destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat kapsamı dışında bırakılmış olup bu nedenle kendi ölümüne neden olan sürücünün(desteğin) tam kusuruna isabet eden destek tazminatı talebi ZMSS poliçe teminatı kapsamında değildir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan KTK da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber desteğin kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığına göre, davacı …’nun da davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından hakem heyetince davacı … yönünden de başvurunun reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde başvurunun kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de; Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. 13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararının
kaldırılarak istinaf başvuru dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabul edilip temyiz incelemesinin yapılmasına, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 24/04/2017 tarih ve 2017/İHK-1373 sayılı İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bir karar ör örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.