Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/852 E. 2018/10840 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/852
KARAR NO : 2018/10840
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı …Ş. vekili ve dahili davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacıya ait konutun davalı …Ş. tarafından zorunlu deprem sigortasının yapıldığını, 05.10.2012 tarihinde meydana gelen depremde sigortalı binanın ağır hasar gördüğünü, davalıya yapılan başvuruya hasarın teminat dışı olduğu gerekçesiyle ödeme yapılmayacağı şeklinde cevap verildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin deprem tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 10.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 8.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …Ş. vekili, davalı şirketin sigortacı konumunda olmayıp …’ın acentesi konumunda poliçe düzenlediğini, ZDSGŞ’nın 1. maddesi gereği de deprem hasarları için sorumluluğun …’a ait olduğunu, acente olan davalının hasarı tazmin yükümlülüğü bulunmadığını, bu nedenle davalıya husumet düşmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı … vekili, mecburi dava arkadaşlığı olmadığından davaya dahili davalı olarak eklenmelerinin mümkün olmadığını, davalı kurum davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 8.000,00 TL. maddi tazminatın deprem tarihi olan 05.10.2012’den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı …Ş. vekili ve dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, zorunlu deprem sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davanın, 08.07.2013 tarihinde, davalı …Ş. aleyhine açıldığı; mahkemenin 12.11.2013 tarihli celsede verdiği ara karar gereği, davacı vekili tarafından verilen dahili dava dilekçesi ile …’ın davaya dahil edildiği; mahkeme tarafından, dahili davalı olarak kabul edilen … hakkında da hüküm tesis edildiği görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nun 124/3. maddesinde yer alan “maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir” düzenlemesi ile aynı maddenin 4. fıkrasındaki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesi mümkün değildir. Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK’nun 49-52. maddeleri (6100 sayılı HMK’nun 61 vd. md.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği açıktır.
Diğer yandan, HMK’nun 124. maddesine göre iradi taraf değişikliği işleminin yapılabilmesi için, taraf değişikliği yapmak isteyen davacı tarafın talebinin bulunması gerekir ve talebin bulunmadığı durumda hakim tarafından bu hususta hatırlatmada bulunulamaz. Anılan yasal düzenlemede, iradi taraf değişikliği talep şartına bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı tarafın davasını davalı …ye karşı açtığı, iradi taraf değişikliği suretiyle …’ı davanın tarafı haline getirme konusunda herhangi bir talebinin bulunmadığı; ayrıca, davacının tazminat talebinin dayanağı olan 27594827 numaralı Zorunlu Deprem Sigorta Poliçesi’nde, davalı …Ş. tarafından, poliçenin … nam ve hesabına düzenlendiğinin açıkça yazılı olması karşısında, kabul edilebilir bir yanılgı ile maddi hatadan da bahsedilemeyeceği için, davacı tarafça iradi taraf değişikliği işleminin yapılamayacağı hususları hep birlikte dikkate alındığında; hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan dahili davalı konumundaki … hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-…’ın 18.01.2017 tarihli cevabi yazısına göre; davalı …Ş. ile dahili davalı … arasındaki
27.09.2000 tarihli yetki sözleşmesine istinaden, davacı tarafın tazminat talebinin dayanağı olan Zorunlu Deprem Sigorta Poliçesi, davalı …Ş. tarafından, … nam ve hesabına düzenlenmiştir. Davalı …ye … adına poliçe düzenleyip prim tahsil etme yetkisi veren sözleşme gereği davalının poliçeyi düzenlediği; …’ın anılan yazı cevabı gereği, davalı …nin … nam ve hesabına tahsil ettiği primlerden …’a aktarılmayan kısmın bulunmadığı; yetki sözleşmesinin 1. maddesine göre, sigortacının … adına ZDS yapmada aracılık etme yetkisine sahip olduğu; anılan sözleşmenin 10. maddesi gereği, sigortacının sattığı poliçelerin prim bedelleri üzerinden …’tan komisyon aldığı dikkate alındığında, davalı …nin ZDS poliçesi düzenlemede …’ın acentesi sıfatını taşıdığı anlaşılmaktadır. Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları’nın 1. maddesi gereği, bu poliçeden dolayı ödeme yükümlülüğünün …’a ait olduğu gözetildiğinde, davacının zararından sorumlu olmayan davalı …nin tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi de hatalı olmuştur.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; dahili davalı … vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nlu bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı … vekilinin ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı … vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …Ş. ile davacıya geri verilmesine, 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.