Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/644 E. 2018/5742 K. 31.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/644
KARAR NO : 2018/5742
KARAR TARİHİ : 31.05.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğu kazada müvekkillerinin desteklerinin öldüğünü açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiş, ıslah ile 169.442,49 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre asıl davada davanın kısmen kabulü müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalma açısından; davacı …’nin ve davacı … için 154.442,49 TL’nin davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 05/08/2010 tarihinden, itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde uygulanan yıllık faiz (avans) oranı ile birlikte tahsiline, müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalma açısından; davacı …’nin destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile 5.000,00 TL’nin davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 05/08/2010 tarihinden, itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde uygulanan yıllık faiz (avans) oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, Müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalma açısından; davacı … ”nin destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile 4.000,00 TL’nin davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 05/08/2010 tarihinden, itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde
uygulanan yıllık faiz (avans) oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine birleşen davada müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalma açısından; davacı …’nin destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile 35.418,63 TL’nin davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 05/08/2010 tarihinden, itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde uygulanan yıllık faiz (avans) oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, müteveffa … ‘nin desteğinden yoksun kalma açısından; davacı …’nin destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile 10.649,03 TL’nin davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 05/08/2010 tarihinden, itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde uygulanan yıllık faiz (avans) oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacıların desteği …’nin ve …’nin öldüğü, muris …’nin davacılardan …’nin eşi,i, diğer davacıların annesi olduğu, muris …’nin ise davacı …’nin oğlu, diğerlerinin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır.
Kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır. Bu halde, davacı kardeşin refah halinde bulunması şartı aranmaz. Kardeşler arasında gerçek bakım ilişkisi olduğundan, hayatta kalan kardeş destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilir.
TMK.nun 364. maddesine göre, herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan kardeşlerine nafaka vermekle yükümlü olmaları nedeniyle desteğin refah içinde, destek
tazminatı talep eden kardeşinde, yardım edilmediğinde yoksulluğa düşeceği ispat edilmesi durumunda destek tazminatı talep edebilir.
Dosya kapsamına göre muris …’nin ölmeden önce işsiz olduğu, murisin kardeşi olan davacı …’ye eylemli ve düzenli olarak destek olduğu geçerli deliller ile ispatlanamadığına göre mütevefa …’nin kardeşi davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Davacıların desteği … motosiklette yolcu iken gerçekleşen kazada ölmüş, davalı vekili, desteğin kask takmaması nedeni ile müterafik kusurunun bulunduğunu ileri sürerek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuş, mahkemece desteğin kask takmayarak motosiklette yolculuğu sebebi ile müterafik kusurunun bulunduğu gerekçesi ile hesaplanan tazminattan BK’nın 43,44. maddeleri uyarınca 15.000,00 TL indirim yapılarak karar verilmiştir.
Takdir edilen indirim oranı somut olaya uygun değildir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre müterafik kusuru nedeni ile mütevefa …’nin destekliği yönünden hesaplanan tazminatlardan %20 oranında indirim yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde ve %20’den daha az olacak şekilde indirim yapılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Dairenin 25.9.2014 tarih, … Esas, 2014/12605 Karar sayılı bozma ilamı ile tazminat alacağının tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş olup mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada bozma ilamına aykırı olacak şekilde dava tarihinden daha önceki bir tarihin faiz başlangıcı olarak kabulü de doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
5-Bekar ve çocuksuz olarak ölen desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay
verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek önceki kararı davalı tarafın temyiz ettiği ve anneye ve babaya verilen %20’şer pay yönünden temyiz ve rapora itirazlar nedeni ile kazanılmış haklar da dikkate alınarak destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken, desteğin davacı babaya yaşamı boyunca sabit bir oranda destek olacağı varsayımına göre hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yönde bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31.5.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.