Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5888 E. 2018/12466 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5888
KARAR NO : 2018/12466
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili …’a 17/08/2008 tarihinde …’in kullandığı aracın arkadan çarptığını, yapılan tetkikler sonucunda kaza nedeniyle sağ kalçasının kırık olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, müvekkilinin hem maddi hem de manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 42.863,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kullanmakta olduğu aracı 17/08/2008 günü cami önüne geri geri giderek park etmeye çalıştığı sırada 75 yaşında ve sonradan parkinson hastası olduğunu öğrendikleri davacının kaldırım olduğu halde kaldırımın kenarından araç yolu üzerinde yürürken dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları nedeniyle aracın kendisine çarpması sonucu yere düştüğünü, müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı vekilinin ıslah edilmiş davasının kabulü ile maddi tazminatın 3.000,00 TL’sinin olay tarihi olan 17/08/2008 tarihinden itibaren 39.863,50 TL’sinin ıslah tarihi olan 30/12/2014 tarihinden

itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı vekilinin manevi tazminat isteminin olayda tarafların kusur oranı ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak kısmen kabulü ile 4.800,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/08/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün vekalet ücretine ilişkin 4, 5 ve 6 nolu bentleri ile yargılama giderlerine ilişkin 7 nolu bendinde hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısımların boş bırakıldığı, davacı vekilinin başvurusu üzerine, 03.09.2015 tarihinde mahkeme kararının hüküm fıkrasının tashih edildiği; hüküm altına alınan vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin kısımların sisteme kaydedilmediği gerekçesiyle, 4 nolu bent için “5.014,93TL ” 5 nolu bent için “1.500,00TL ” 6 nolu bent için “1.200,00TL” 7 nolu bendin 3. Paragrafında birinci % işaretine “%97’sinin” ikinci % işaretine ” %3’ünün” eklenmesine şeklindeki “tashih şerhi”nin hükmün arka sayfasına işlendiği görülmektedir.
Hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK’nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkeme kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün taraflara yüklenmesi, taraf yükümlülüğünün artırılması ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, hüküm kısmında hiç yazılmayan vekalet ücreti ve yargılama giderinin hükümden sonra tashihle yazılmasına ilişkin olarak yapılacak usul işlemine cevaz veren bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacının tashih talebine uygun olarak yapılacak işlemin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek; davacının tashih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile talebin kabulüne karar verilip hükmün değiştirilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.