Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5828 E. 2018/12298 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5828
KARAR NO : 2018/12298
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından kasko sigortası ile sigortalanan araca, 02/04/2006 tarihinde davalılardan … adına kayıtlı bulunan ve diğer davalı … yönetimindeki araç ile asli kusurlu olarak araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza neticesinde araçta meydana gelen hasar bedelinin müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, ödeme tarihinden itibaren sigortalının haklarına halef olduğunu belirterek sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, cevabında; kendisinin bir araba maliki olduğundan haberdar olmadığını, 2-2,5 sene önce kızının nişanlısı tarafından notere götürüldüğünü bir takım evraklar imzalattırıldığını, kendisinin okuma yazma bilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle; HUMK’nun 409.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki dava trafik kazası neticesinde meydana gelen ve sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen zararın rücuen tazminine ilişkindir.
Daha önce 28/02/2011 ve 09/05/2011 tarihlerinde işlemden kaldırılan ve yenilenen dosyanın bu defa 12/07/2011 tarihinde de takipsiz bırakılmış olması nedeniyle HMUK’nın 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; davacı vekili tarafından 12.07.2011 tarihli duruşmaya katılamayacağını bildiren usulüne uygun olarak 11.07.2011 havale tarihli mazeret dilekçesi sunulduğu, ancak dilekçenin sehven başka bir dava dosyası içerisine alındığı, bu hususun hükümden sonra hakim tarafından 15.07.2011 tarihinde tutanağa bağlandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin mazeret dilekçesinin değerlendirilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.