Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5741 E. 2018/12432 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5741
KARAR NO : 2018/12432
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; 19.08.2013 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın davacılar Elife ve Sait’in oğlu, diğer davacıların kardeşi 11 yaşındaki … ‘in sevk ve idaresindeki bisiklete çarpması sonucu … ‘in hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı anne ve baba için 2.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri, davacı anne ve baba için 15.000,00’er TL manevi tazminat ile çocukların her biri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen (sigorta şirketi maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 31.10.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 16.480,49 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … şirketi vekili; meydana gelen trafik kazasında davalı şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusursuz
olduğunu, davalının poliçe limitiyle sınırlı ve araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu ve manevi tazminat konusunda bir sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anık ve … vekili; Z.M.M.S Sigortası genel şartları kapsamına göre işletene düşen sorumluluğun zorunlu sigorta limitlerine kadar sigorta şirketinin temin ettiğini, poliçe limitinin aşılması halinde davalıların sorumluluğundan söz edilebileceğini, ayrıca meydana gelen trafik kazasında davalının bir kusurunun bulunmadığının ceza yargılaması sırasında tespit edildiğini ve davacılara 5.000,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile … için 7.386,39 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve … için 6.672,85 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her iki davacı için 280,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 14.339,24 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19/08/2013 tarihinden (davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 02/10/2013 tarihinden) itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’e verilmesine; davacı … için 1.750,00 TL ve davacı … için 1.750,00 TL ile diğer davacılar için 1.250,00’er TL olmak üzere toplam 13.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19/08/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar Mehmet … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut olan belgelere istinaden, 6100 sayılı HMK’nun 336. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin adli yardım talebinin kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen cenaze giderine ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki (818 sayılı BK’nun 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, ekonomik ve sosyal durum dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.