Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5734 E. 2018/12911 K. 27.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5734
KARAR NO : 2018/12911
KARAR TARİHİ : 27.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan araca … Belediyesine ait … sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek yapılacak yargılama sonunda fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 27.325,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 12.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile; 17.860,60 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Belediyesi ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş karar davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan zarar nedeniyle rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına
uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK’nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemece kısa kararda hükmedilen tazminatın davalıdan tahsiline denilmiş iken gerekçeli kararda davalıların her ikisi de yazılmak suretiyle tahsiline karar verilmiştir. Bu durum HMK’nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve … Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davaya konu sigorta poliçesinin incelenmesinde Türkiye İş Bankasının daini mürtehin konumunda bulunduğu anlaşıldığından daini mürtehin sıfatı bulunan bankadan borcun ödenip ödenmediği, kalan borç miktarı, olup olmadığı hususları sorularak bu durumun değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre bu aşamada taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı Seydişehir Belediye Başkanlığı’na geri verilmesine 27.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.