Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5451 E. 2018/11915 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5451
KARAR NO : 2018/11915
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100,00 TL defin giderinin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizle tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini müvekkili Gülhanım için 107.605,96 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müteveffanın vefatından dolayı destek olduğu kişilere karşı sorumluluğu olamayacağından, doğmamış bir sorumluluğun karşılanmasının söz konusu olamayacağını, müvekkil şirkete başvurulmadığından temerrüde düşmediklerini, Sosyal Güvenlik Kurumundan bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı …’ın açmış olduğu davasının kabulüne, 107.605,96 TL alacağın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davacı …’ın açmış olduğu ve ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dâhilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca K.T.T.’nin 92. ve ZMSS Genel Şartlarının A.3.b. maddesinde, “işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin” teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olaya bakıldığında, davacılardan Gül hanım kaza yapan sigortalı aracın işleteni konumunda olduğundan, davalı … şirketi karşısında 3. kişi olarak kabul edilemez. Bir başka deyişle işleten davacı … işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketinden tazminat talebinde bulunması hukuken mümkün değildir. Zira ZMSS şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına almaktadır.
Bu nedenle mahkemece, davacılardan Gülhanım’ın açmış olduğu dava yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2)Bozma ilamının neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.