Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5353 E. 2018/12720 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5353
KARAR NO : 2018/12720
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle hakem heyeti kararının tebliğe çıkartılması/saklanması davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, … sevk ve idaresindeki itfaiye aracının tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında davacıların desteği … ‘ın vefat ettiğini belirterek Kadriye için 38.000,00 TL diğer davacılar için 1.000,00’er TL destek tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıların destek tazminatı talep etmeye hakları bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık hakem heyetince; başvurunun kabulü ile Kadriye için 188.840,13 TL, Fatma için 34.077,56 TL, Mustafa için 29.751,41 TL, Kevser için 15.330,90 TL destek tazminatının sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, sigorta şirketi tarafından itiraz hakem heyetine itiraz edilmiş, itiraz hakem heyetince itirazın reddedilmesi sonucunda süresi içerisinde temyiz talebinde bulunmuştur.
1-5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12 maddesi gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL’yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğundan dolayı 40.000,00 TL’lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmelidir. Bu sebeple
davacılar Kevser, Fatma ve Mustafa yönünden verilen kararlar ayrı ayrı kesin nitelikte olduğundan bu davacılara ilişkin temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile maddi(destekten yoksun kalma) tazminat istemine ilişkindir.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda, hakem heyetince Dairemizin geri çevirme kararı gereği yapılan yazışması ile SGK’dan davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş olup, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 12/01/2018 tarihli yazısında, sigortalının 09/0072056 sayılı iş kazası ölüm geliri dosyasındaki mevcut müfettiş tahkikat raporunda işveren hakkında 5510 sayılı Yasa’nın 21. maddesinin 1. fıkrasının ve 76. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması gerektiği belirtildiğinden Başkanlıklarınca bağlanan gelirlerin rücuya tabi gelirler olduğu bildirilmiştir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre davacı …’ye Kurum tarafından bağlanan gelirin rücuya tabi gelir olduğu, rücuya tabi gelirin mahsubu yoluyla tazminatın belirlenmesinin değerlendirilmesi hususunun gözetilmemiş olması isabetli görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacılar Kevser, Fatma ve Mustafa yönünden verilen kararlar kesin nitelikte olduğundan bu davacılar yönünden temyiz isteminin kesinlik nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı … açısından temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 25/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.