Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5282 E. 2018/12282 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5282
KARAR NO : 2018/12282
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … şirketi vekili, birleşen dosyada davalı … vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalı … idaresindeki aracın 18/07/2012 tarihinde kaza yapması sonucunda müvekkillerinin araçta yolcu konumunda bulunan kızları Sibel’in vefat ettiğini, kazada davalının %100 kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 55.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan, yaşanan üzüntü ve keder karşılığında müvekkilleri için ayrı ayrı 40.000,00’er TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsilini istemiş, 99.270,00 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, aynı kazada davalının işleten olduğunu belirterek, davacıların kızı Sibel Atmaca’nın vefatı nedeniyle 80.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan olayın diğer sorumluları ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili ile birleşen davada davalı vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 99.270,00.TL tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden 18/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, manevi tazminat
isteminin kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere 13.500,00 TL * 2 = 27.000,00 TL manevi tazminatın 18/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazla istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere takdiren 13.500,00 TL * 2 = 27.000,00 TL manevi tazminatın 18/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı … şirketi ve birleşen dosyada davalı … vekilleri ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-T.C. Anayasası’nın 36/1 maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK’nun 280/1 maddesi “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda; hükme esas alınan 27.11.2014 tarihli aktüer bilirkişi raporunun birleşen dosyada davalı …’a tebliğ edilmediği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin aktüerya bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve rapora karşı varsa itirazlarının bildirmesinin sağlanması, itirazları değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı … şirketi vekili, davalı … vekili ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kabule göre, dava konusu trafik kazasında davacıların desteği Sibel’in davalı alkollü sürücü Hazarkan’ın aracına binmesi nedeniyle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve müterafik kusurunun tespiti halinde Borçlar Kanunu’nun 44. maddesi (6098 sayılı TBK md. 52) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması hususunun tartışılmaması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … şirketi vekili, davalı … vekili ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar … ve …’ye geri verilmesine 17.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.