YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5096
KARAR NO : 2020/4823
KARAR TARİHİ : 16.07.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasın yargılaması sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı borçlu …’ndan alacaklı olduğunu, davalı aleyhine İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2011/32337 sayılı dosya ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun adına kayıtlı İstanbul İli, … İlçesi, … Köyü, 635 parselde kayıtlı tarla vasıflı gayrımenkulün düşük bedel ile davalı …’a devredildiğinin öğrenildiğini beyan ile davalılar arasındaki tasarrufun iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalı … vekili, davalı … vekili davanın reddini talep etmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemizin 14.02.2014 tarih, 2014/22849 E- 2017/1443 K sayılı ilamında “ ….Dava konusu taşınmaz tapuda ve zeminde tarla olduğu halde hükme esas raporda değerlendirme inşaat mühendisi bilirkişi tarafından yapılmıştır. Davalı 3.kişi vekilinin delil olarak bildirdiği İstanbul 25.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/474 Esas saylı dosyasında dava konusu taşınmazın değeri bilirkişi tarafından 218.960,00 TL, davalı 3 kişinin özel bilirkişiden aldığı rapor sonucu 184.000,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece davalı 3.kişi vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi ve delil olarak bildirilen dosya ve özel rapordaki değerler ile Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla mahallinde emlakçı, ziraat mühendisi ve gayrımenkul değerlendirme uzmanı bilirkişinin katılımı ile keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi, …… davalı 3.kişinin tapudaki 7.000,00 TL ödemesi dışındaki toplam 114.000,00 TL’lik banka ödemesini taşınmaz bedeline mahsuben ödediğini kabul ederek satış bedeline eklemesi gerekirken tapu dışı ödemenin kabul edilmemesi de doğru değildir. Davalı 3.kişi vekili tarafından sunulan 22.11.2011 tarihli 50.000,00 TL’lik makbuzla ilgili olarak da davalı borçlu ile ortağı olduğu şirketin banka kayıtları ve ticari defterleri üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak anılan ödemenin de değerlendirilmesi gerekirken tapu dışı ödemelerin Mahkemece kabul edilmemesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Mahkemece yaptırılan inşaat mühendisi ve harita kadastro mühendisinden alınan 14.04.2014 tarihli raporda dava konusu gayrımenkulün değeri 368.000,00 TL, Dairemizin bozma ilamondan sonra emlakçı, gayrımenkul değerleme uzmanı ve ziraat yüksek mühendisinden alınan 06.12.2017 tarihli raporda ise 441.810,00 TL olarak belirlenmiş, dosyadan alınan son bilirkişi raporuna göre dava konusu gayrımenkulün satış bedeli ile gerçek bedeli arasında misli aşan fark olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizde aynı gün incelemesi yapılan Dairemizin 2020/331 E ve 2019/6019 sayılı dosyalarında da davacıların farklı olduğu, davalı borçlu … ve davalı 3. kişi … aleyhine iş bu davanın konusu olan gayrımenkul ile ilgili tasarrufun iptali davalarının açıldığı görülmüştür.
Bahsi geçen dava dosyalarından Dairemizin 220/331 (İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/135 E- 2017/312 K sayılı dosyası) sayılı dosyası incelendiğinde; dava konusu gayrımenkulün kıymeti inşaat mühendisi, aktüerya, kadastro uzmanından alınan 13.05.2017 tarihli raporda 220.800,00 TL, Dairemizin 2019/6019 sayılı (İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/474 )dosyası incelendiğinde de … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/16 Tal sayılı dosya eli ile yaptırılan mülk ve ziraat mühendisinden alınan 06.01.2015 tarihli raporda dava konusu gayrımenkulün değeri 460.000 TL, 30.06.2015 tarihli raporda 414.000,00 TL, hukukçu, harita ve kadastro mühendisi ve gayrımenkul değerleme uzmanından alınan 25.02.2016 tarihli raporda ise 218.900,00 TL olarak belirlenmiştir. Bahsi geçen dosyalardan alınan bilirkişi raporlarında farklılıkların olduğu ortadadır.
Bu durumda; iş bu dosya, İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/135 E, İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/474 E sayılı dava dosyalarındaki tüm bilirkişi raporları dosya arasına alınarak, gayrımenkul değerleme uzmanı, mülk bilirkişisi ve ziraat mühendisinden oluşan yeni bir heyetten alınacak rapor ile tüm raporların karşılaştırılarak incelenmesi, raporlar arasındaki çelişkiler giderilerek hazırlanacak raporun dosya arasına alınması sonucunda, dava konusu gayrımenkulün satış bedeli ile gerçek değeri arasında bedel farkı olup olmadığının değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Ayrıca mahkemece bozmaya uygun karar verildiği belirtilmişse de Dairemizin bozma ilamının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Bozma ilamında “Davalı 3.kişi vekili tarafından sunulan 22.11.2011 tarihli 50.000,00 TL’lik makbuzla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılarak anılan ödemenin de bedele eklenip eklenmeyeceğinin değerlendirilmesi” belirtilmesine rağmen, mahkemece bozma sonrası dosyadan aldırılan bilirkişi raporuna göre gayrımenkulün tasarruf tarihindeki değerinin 441.810 TL olarak belirlenmesi karşısında 50.000,00 TL’lik makbuza ilişkin ödemenin yapıldığı kabul edilse bile davalı 3. kişli tarafından davalı borçluya ödendiği ifade edilen 171.000,00 TL’nin (7000,00 TL tapudaki satış değeri+114.000,00 TL banka kanalı ile ödeme+50.000,00 TL makbuz ödemesi)taşınmazın satış tarihi ile belirlenen değerinin çok altında ödeme yaptığının anlaşılmasına göre 50.000,00 TL’lik ödeme ile ilgili bilirkişi raporu alınmaksızın karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle bozma sonrası dosyadan aldırılan bilirkişi raporunda çelişkilerin bulunmasına göre Dairemiz bozma gereğinin tam olarak yerine getirilerek 50.000,00 TL’lik makbuza iilişkin davalı borçlu ile ortağı olduğu şirketin banka kayıtları ve ticari defterleri üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak anılan ödemenin de değerlendirilmesi, gerekmektedir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine 16.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.