Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/5056 E. 2018/12488 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5056
KARAR NO : 2018/12488
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacının … plakalı araç içerisinde yolcu iken bu aracın … plakalı araç ile çarpıştığını, kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL sürekli ve geçici iş görememezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 05/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 198.108,17 TL’ye çıkartmış ve dava tarihi olan 02/05/2014 tarihinden itibaren faiz istemiş, talebine ilişkin ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekili, aynı kazada vefat eden …’in desteğinden yoksun kalındığı gerekçesiyle açılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davanın birleştirilmesi gerektiğini, sorumluluğun kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, olayda hatır taşıması olduğunu, ayrıca davacının kazada ortak kusuru olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faizin taktir edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 198.108,17 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle cismani zarara dayanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı küçük …’in yaralanıp geçici iş göremediğinden bahisle de maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı … kaza tarihinde 5 yaşında olup hükme esas alınan ATK raporuna göre davacı küçüğün %28 maluliyet oranı olduğu, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük … için kaza tarihinden itibaren 9 ay için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı küçük … bakımından sürekli iş göremezlik tazminatı yanında 6.943,29 TL geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir. Küçük … kaza tarihinde henüz 5 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybı hususunda Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığından alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de, rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre düzenlenmiştir. Kaza, 29/11/2013 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Bu durumda, trafik kazası nedeniyle iş gücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu yönetmelik hükümleri değerlendirilerek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.