Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/4956 E. 2020/4359 K. 06.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4956
KARAR NO : 2020/4359
KARAR TARİHİ : 06.07.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacıların eşi/ babası/ oğlu…’ın yaptığı tek taraflı kazada öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada sonradan artırılmak üzere 1.000,00 TL. tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 03.07.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, toplam taleplerini 221.422,25 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı anne Refika için 23.806,80 TL, davacı eş Kevser için 152.216,56 TL. ve davacı çocuk … için 45.398,89 TL. olmak üzere toplam 221.422,25 TL. destekten yoksun kalma tazminatının 17.03.2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 13.11.2017 tarih, 2016/676 Esas ve 2017/10392 Karar sayılı ilamı ile; “desteğin muhtemel bakiye ömür süresinin sonu 2048 yılı olmasına rağmen, davacı eş Kevser için desteğin ömür süresini de aşar biçimde 2053 yılına kadar (fazla) hesaplama yapan rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı eş Kevser için 176.023,36 TL, davacı anne Refika için 23.806,80 TL, davacı çocuk … için 45.398,89 TL. olmak üzere toplam 245.229,05 TL. destekten yoksun kalma tazminatının 17.03.2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı eş Kevser’in tazminat alacağının 176.023,36 TL. olduğuna hükmedilmiş; anılan bu bedele, gerek mahkeme kısa kararında gerekse gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmiştir. Ancak, 19.07.2018 tarihinde mahkeme kararının hüküm fıkrasının tashih edildiği; hüküm altına alınan tazminat miktarı konusunda maddi hata yapıldığı gerekçesiyle, eşin tazminat miktarının 173.011,00 TL. olduğu ve buna bağlı olarak da davacıların toplam tazminat alacaklarının 242.216,69 TL. olduğu şeklindeki “tashih şerhi”nin hükmün altına işlendiği görülmektedir.
Hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK’nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkeme kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün taraflara yüklenmesi, taraf yükümlülüğünün artırılması ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı … lehine hükmedilen tazminat miktarının, hükümden sonra değiştirilmesine ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı; yapılan tashih işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu; hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek, verilen hükme dokunulmaması gerekirken, maddi hata gerekçesiyle hükmün değiştirilmesi ve kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması doğru görülmemiştir.
2-Mahkeme tarafından bozmadan önce yürütülen yargılamada alınıp hükme esas kabul edilen 09.06.2015 tarihli aktüerya raporunda, 2015 yılı verilerine göre davacı … için 152.216,56 TL. destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış; davacı taraf bu rapora itiraz etmemiş ve rapordaki bedeller üzerinden dava değerini artırmış; mahkemece, artırım doğrultusunda maddi tazminata hükmedilmiş; Dairemizin bozma ilamıyla, davacı eş Kevser için desteğin bakiye ömür süresini aşacak biçimde 5 yıl fazla tazminat hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, maddi tazminata ilişkin hüküm davalı yararına bozulmuştur.
Bozma kapsamında yürütülen yargılamada maddi tazminat hesabı için yeniden alınan 26.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda, rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmış; mahkeme tarafından da bu raporda hesaplanan tazminat miktarı (davacı … için 176.023,36 TL.) hüküm altına alınmıştır.
Oysa; sadece davalı taraf lehine ilk hükmün bozulduğu ve bozma ilamının kapsamı; davacı tarafın ilk hükmü temyiz etmediği ve ilk hükme esas alınan 09.06.2015 tarihli hesap raporuna itirazının bulunmadığı; bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 09.06.2015 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi, Dairemizin bozma ilamıyla da davalı yararına ilk hükümdeki miktar yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında; davalının usuli kazanılmış hakkını ihlal eder tarzda ve aleyhe hüküm yasağına aykırı biçimde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; bozma öncesindeki ilk hükme esas alınan 09.06.2015 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere, davacı eş Kevser için 09.06.2015 tarihindeki verilere ve Dairemizin bozma ilamındaki hususlara göre (davacının destek alacağı sürenin doğru belirlenmesiyle) tazminat hesabının yapılması için ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle,
davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.