YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4955
KARAR NO : 2018/11410
KARAR TARİHİ : 28.11.2018
MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davacı şirketin sigortalamış olduğu dava dışı şirkete ait … plakalı çekici ile … plakalı kapalı kasa yarı römork(dorse) araçların 25/12/2012 tarihinde … arasındaki yolda seyir halindeyken yoldaki bozukluklar sebebiyle tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası kaza tespit tutanağı ve hasar raporu tanzim edildiğini, düzenlenen raporlara istinaden çekiciye 23.000,00 TL, dorseye 42.526,63 TL olmak üzere toplam 65.526,63 TL hasar tazminatının şirketin sigortalısı dava dışı şirkete 04/03/2013 tarihinde ödendiğini, kazanın oluşumuna hizmet kusuru işleyerek sebebiyet veren davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden hasar tazminatının rücusu için talepte bulunduklarını ve reddedilmesi üzerine sigortalılarının kusuru tenzil edildikten sonra çekici için 17.250,00 TL, dorse için 31.985,00 TL olmak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile dava dışı şirkete ödenen 49.145,00 TL’nin ödeme tarihi olan 04.03.2013 tarihinden başlayan ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın vuku bulduğu yerde ve tarihte taşeron şirketin yol yenileme ve yapım işi yaptığını, aralarındaki sözleşme gereği kazalardan ve zararlardan taşeron şirketin sorumlu olacağı, kendilerinin sözleşme gereğince yolun yapılıp yapılmadığını denetlediklerini, kazanın meydana geldiği yer ve devamı boyunca trafik işaretlerinin mevcut olduğunu ve durumun resmi tutanakla sabit olduğu, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlunun araç şoförü olduğu, azami hız sınırının 50 km/saat olduğu dikkate
alındığında 2918 sayılı Yasa’nın 52/b maddesi uyarınca; “sürücüler, kullandıkları aracın yük, teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” kuralının ihlal edildiğinin trafik polislerince düzenlenen kaza tespit tutanağından anlaşıldığı, davacı tarafın yolda çukur olduğu ve çukur nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiasının isabetli olmadığı, aynı yerde ortalama günlük 2363 aracın geçtiği ve başka bir kazanın olmadığının dikkate alınması gerektiği, yoldaki oturmanın kazaya sebebiyet verdiği belirtilmiş ise de kaza tespit tutanağında yoldaki oturmanın ebatlarının ve derinliğinin belirtilmediği, zarar ile idarenin eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, kusurlu oldukları kabul edilse dahi sigorta şirketince ödenen hasar bedelinin tamamından trafik kazasına uğrayan araç için tahsil edilen sigorta primlerinin düşülmesi gerektiği, istenilen tazminat miktarının gerçek zararı yansıtmadığı, fahiş olduğu, hesaplamanın tek taraflı olarak yapıldığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, oluşan trafik kazasında, kazanın meydana geldiği yerde yol çalışmasının yapıldığı, yol çalışması sırasında sürücülerin yol boyunca dikkatli tedbirli olmaları için gerekli düzenleme ve işaretlemelerin tekniğe uygun şekilde yerine getirilmediği, mahkemece alınan 30.05.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının %40 kusurlu olduğu, 11.06.2014 tarihli hasar raporuna göre de kusur oranına göre davacının talep edebileceği gerçek zarardan kaynaklı tazminatın 24.665,55 TL olduğu, davacının ise oluşan kaza sonrası TTK gereği sigorta kapsamında yapılan ödemeler için kusurlu olan kişilere karşı rücu hakkının varlığı göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.