Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/4671 E. 2018/12410 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4671
KARAR NO : 2018/12410
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları kamyonun 01.04.2005 tarihinde müvekkillerinden yaya … ye çarparak yaralanmasına neden olduğunu, bu nedenle …yanında anne ve baba olan diğer davacıların da maddi manevi zarar gördüklerini belirterek, … için 7.500,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi, baba için 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi, anne için 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kusursuz olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile; … için 4.699,02 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi, baba için 1.259,83 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi, anne için 2.000,00 TL manevi tazminatın 01.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK’ye eklenen ek madde 4 ile aynı Kanun’un 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Davalılar vekilinin temyize konu ettiği davacılardan … lehine hükmedilen 1.259,83 TL maddi tazminat kararı anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kabul edilen miktar itibarı ile temyiz eden davalılar yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalılar vekilinin bu yönden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki (5) nolu bendin, davalılar vekilinin aşağıdaki (3) ve (4) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesi’nin 12.10.2012 tarihli raporunda davacı …’nin Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre meslekte kazanma gücü kayıp oranının %7,2 olup davacının %3,3 oranındaki maluliyet oranının sürekli olduğu belirtilmiştir. Yargılama sırasında alınan hesap raporu bu iki orana göre seçenekli olarak düzenlenmiş, mahkemece davacının %7,2 maluliyet oranına göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Hükme esas ATK maluliyet raporu kendi içerisinde çelişkilidir. Mahkemece ATK’dan ek rapor alınarak davacının meslekte kazanma gücü kaybı (maluliyet) oranının kesin olarak belirlenmesi istenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Kabule göre de; davacı … 1997 doğumlu olup kaza tarihinde 8 yaşında olmakla çalışma çağında değildir. Mahkemece her ne kadar davacı yönünden 3 ay geçici iş göremezlik süresine göre hesap edilen bedelden davalıların sorumluluğuna karar verilmiş ise de kaza tarihinde fiilen
çalıştığı ispat edilemeyen davacı için yaşanan kaza ile geçici iş göremezlik zararının oluştuğundan sözedilemez. Bu nedenle geçici iş göremezlik zararına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
5-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine ise şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin davacı … lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin (isteminin) REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3)ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine, 18/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.