Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/4599 E. 2018/10438 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4599
KARAR NO : 2018/10438
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davacının kuyumcu olduğunu ve işyerlerinin davalı … tarafından hırsızlığa karşı sigortalandığını, 20/07/2012 tarihinde işyerinde hırsızlık meydana geldiğini, bu olay nedeniyle oluşan zararın davalı adına hasar tespit çalışması yapan eksper tarafından 907.311,55 TL olarak tespit edilmiş olduğu halde davalı sigortacının kuyum ürünlerinin kasada olmadığı sırada çalındığı, bu durumda oluşan rizikolara ise teminat sağlanmadığını öne sürüp davacının zararını karşılamadığını, oysa bilgilendirme yükümlülüğüne uymayan davalı sigortacının davacının hırsızlık sonucu uğradığı zararını tazmin etmeye mecbur olduğunu belirterek oluşan 907.311,55 TL tutarındaki hasar bedelinin davalı sigortacıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek oranda reeskont faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalı sigortacının davacı yararına 2 farklı adresteki iş yeri için 2 ayrı poliçe düzenlediğini ve düzenlediği poliçeleri de önceki yıllarda olduğu gibi davacıya teslim ettiğini, poliçe ile verilen teminatın ise sadece kasada bulunan kuyumcu eşyasının çalınmasını teminat altına aldığını, somut olayda ise kuyumcu eşyasının gündüz saatlerinde davacının işyerinde kasasından değil vitrininden çalındığı için poliçe özel şartlarına göre teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 616.540,32 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı ile davalı taraf arasında düzenlenen ticari risk sigorta poliçesi 12/04/2012-12/04/2013 tarihlerini kapsamaktadır. 20/07/2012 tarihinde gündüz saatlerinde davacının kuyumcu işyerinde hırsızlık meydana gelmiş, işyerinde hırsızlık olayından sonra düzenlenen eksper raporuna göre; yaklaşık 903.000,00 TL’lik altın çalındığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda demirbaş hasarıyla birlikte 907.311,00 TL zarar belirlenip eksik sigorta oranına göre mahkemece 616.540,00 TL tazminata hükmedilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Taraflar arasında düzenlenen ticari risk sigorta poliçesi klozlarına göre; 600.000,00 TL’lik teminatın kasa teminatı olarak kuyum emtiası için verildiği ve bu zararın teminat dahili olması için bazı şartların yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre; Altın vb. kıymetli taşlar yangına dayanıklı aktif kilit sistemi bulunan kasada; diğer değerler kilit altında saklanacak, yangın tüpleri bulundurulacak, Bekçi, kamera sistemi, alarm sistemi bulunacağı, bu şartlar yerine getirilmezse poliçede verilen teminatlar geçerliliklerini yitireceği belirtilmiştir. Yani; poliçe klozlarına göre işyerindeki altınların kasada saklanacağı bildirilmiştir. Davaya konu hırsızlık olayı ise; kasanın dışında bulunan işyerinin vitrininde bulunan altınların çalınması suretiyle gerçekleşmiştir. Sigortalının klozda gösterilen şartları sağlamadığından davalı … dava konusu rizikonun teminat kapsamında olmadığını savunmuş olmasına göre açıklanan nedenlerle rizikonun teminat dışı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sigortalı ise; bu savunmaya karşılık olarak dava konusu poliçenin düzenlenmesinden önce yürürlükte olan Bilgi Edinme Yönetmeliği’ne göre; kendisine poliçe teminatının dışında kalan hallerin bildirilmediğini belirtmiştir. Mahkemece bu savunmaya itibar edilerek yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak taraflar arasında dava konusu poliçenin düzenlenmesinden önce başka poliçeler de düzenlenip düzenlenmediği sorulması üzerine getirtilen önceki poliçelerde de aynı hükümlerin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Aynı şartlarla yapılan bu sigorta sözleşmelerine herhangi bir itiraz olmadığına göre; davacı taraf artık Bilgi Edinme Yönetmeliği’ne göre poliçe bilgilerinin kendisine tebliğ edilmediği savunmasında bulunamaz. Kaldı ki; davacı sigortalı poliçeye dayanarak poliçe teminat tutarını talep etmiştir. Bilgi Edinme Yönetmeliği’ne göre tazminat talep etmemektedir.
Riziko tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 1423/2. maddesi gereği, poliçede yer alan kloza 14 gün içinde itiraz etme hakkı bulunan davacının, bu kayda herhangi bir itirazda bulunmamış olması nedeniyle, poliçedeki muafiyet kaydının geçerli olup, söz konusu riziko teminat dışı olduğundan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.