Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/45 E. 2020/6713 K. 09.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/45
KARAR NO : 2020/6713
KARAR TARİHİ : 09.11.2020

MAHKEMESİ :Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar … ve … vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 04.11.2020 Çarşamba günü davacı ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davalı … nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davalı …’nın maliki olduğu,diğer davalı …’un sevk ve idaresindeki aracın 06/12/2012 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/06/2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 123.085,49 TL’ye yükseltmiştir.
Yargılama sırasında davacı HMK’nun 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunmuş ve Axa sigorta yerine Güvence Hesabının davaya dahil edilmesini istemiş, mahkemece bu talep kabul edilmiştir.
Davalı …Ş. Vekili; kazaya karışan aracın ZMMS’nin müvekkili şirket tarafından yapıldığına dair poliçeye rastlanılmadığını, husumetin Güvence Hesabına yöneltilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili; davacının yaralanmasının davaya konu olmayan 19.07.2013 tarihli kazadan kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı … vekili; davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/02/2017 tarih ve 2013/377 Esas ve 2017/99 Karar sayılı ilamı ile toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı … yönünden davanın husumet yönünden reddine, davacının diğer davalılar aleyhine talep ettiği maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 98.468,39 TL maddi tazminatın davalı … yönünden teminat altına alınan limit ile sınırlı olmak üzere ve temerrüt tarihi olan 24.12.2015 (dava dilekçesinin bu davalıya tebliğ tarihi) tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte; diğer davalılar yönünden ise zararın gerçekleştiği 06.12.2012 (olay tarihi) tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevî tazminat istemi yönünden 8.000,00 TL manevî tazminatın zararın gerçekleştiği 06.12.2012 (olay tarihi) tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair
verilen karar davalılar … ve … vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen EK-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2017 yılı için 41.530,00 TL’dir.
Davacı vekili,dava dilekçesinde 25.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yerel mahkemenin kararına karşı davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.
Temyize konu edilen manevi tazminata ilişkin karar; davalılar … ve … bakımından kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, verilen kararın davalı yönünden kesin olması nedeni ile davalılar … ve … vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.
Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186.maddesi hükmüne göre “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını
sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.
Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.”
Somut olayda; davalılar … ve … vekili karar duruşması olan 14.02.2017 tarihli oturumdan önce aynı gün başka mahkemelerde duruşmaları olduğundan duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunmuş, duruşmanın bir başka güne talikini istemiştir. Mahkemece, davalılar … ve … vekilinin mazeretinin kabul yada red edildiğine dair bir karar verilmediği gibi HMK 184 ve 186. maddeleri de gözetilmeden yargılamanın geldiği aşama göz önüne alınarak davalı tarafın yokluğunda yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulmuştur. Davalı vekilinin mazeretinin kabul yada reddine dair bir karar verilmeden adı geçen davalılar vekilinin yokluğunda hüküm kurulması hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece, HMK 184 ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalılar … ve … vekilinin bu hususa yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekilinin temyiz dilekçesinin, manevi tazminat hükmünün davalılar … ve … yönünden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar … ve … yararına
vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’ya geri verilmesine 09/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.