Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/4383 E. 2018/12343 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4383
KARAR NO : 2018/12343
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili, davalı … vekili ve davalı …. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 11.02.2012 tarihinde davalıların işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın içinde yolcu olan davacının kızının meydana gelen tek taraflı kazada vefat ettiğini, davacının kızının desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradığını beyanla 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan ve 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili, hatır taşıması bulunduğundan indirim yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; açılan maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı …. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar
verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle yakının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dairemiz uygulamalarına göre; desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı belirlenmiş olup destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; destek 21 yaşında ve bekar olarak vefat etmiştir. Hükme esas alınan hesap raporunda, desteğin iki yıl sonra evleneceği varsayımı ile babasına ayıracağı payın, ilk iki yıl için %25, evli ve çocuksuz olduğu dönem için %10, evli-çocuklu dönem ise %7.5 ve davacının oğlunun da destek olacağı dönemde %7 olacağı belirlenmiş ve bu doğrultuda hesap yapılmıştır. Bu durumda mahkemece; Dairemizin yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle, davacı baba Cengiz’in talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi konusunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı (düşük) belirlendiği rapordaki hesaplamanın hükme esas alınması doğru değildir.
3- 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceği…” düzenlenmiştir.
Dava, başlangıçta 6100 Sayılı HMK döneminde … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, yargılamanın devam ettiği … Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı … lehine
HMK’nın 331/2. maddesi ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/1. maddesi gereğince vekalet ücreti tayini gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı nedeniyle davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru bulunmamıştır.
4-Davacı dava dilekçesi ile davalı ….’nin sadece maddi tazminattan sorumlu tutulmasını talep etmiştir. Mahkemece; davalı … şirketi manevi tazminattan sorumlu tutulmamış olduğuna göre manevi tazminatın harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması isabetli değildir.
5-Bozma neden ve şekline göre; davalı ….’nin maddi tazminata ilişkin harç ve yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …. vekilinin maddi tazminata yönelik harç ve yargılama gideri temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 18/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.