Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/4176 E. 2018/12531 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4176
KARAR NO : 2018/12531
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalının kullandığı iş makinesi ile müvekkillerinin murisi … ‘nin kullandığı ve müvekkillerinin de içinde bulunduğu aracın kaza yaptığını, kazada davacıların eş/babası destek sürücünün öldüğünü, müvekkillerinin yaralandığını, kazanın oluşmasında davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek davacı … için kendi yaralanması nedeni ile 30.000,00 TL, babasının ölümü nedeniyle 100.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 manevi tazminatın, davacı … için kendi yaralanması nedeni ile 30.000,00 TL, eşinin ölümü nedeniyle 100.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 manevi tazminatın, her iki davacı için de 5.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusursuzluğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, maddi tazminat talebinin kabulü ile davacı … için 14.148,21 TL, davacı … için 24.132,82 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 21/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile her iki davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Her ne kadar davalı vekili harçsız bozma talepli dilekçe vermiş ise de; Dairemizin 22/03/2018 gün ve
2015/8771 -2018/3176 Sayılı ilamımız ile, harç yatırılmış ise makbuzu dosyaya konulmak, aksi taktirde belirtilen işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiş, mahkemece de davalıya eksik harcın ikmali için muhtıra çıkarılmış; davalı vekili tebliğ edilen muhtıraya cevap olarak 11.05.2015 tarihli temyize cevaplarını sundukları cevap dilekçelerinde sehven bozma talep ettiklerini, bu durumun temyiz dilekçesi gibi algılanmaya yol açtığından sonuç ve istem kısmının göz ardı edilerek dilekçenin temyize cevap dilekçesi olarak değerlendirilmesini talep etmiş olup davalı taraf temyizi bulunmadığından bu hususta bir inceleme yapılmamıştır.
2-)Dava trafik kazası sonucu ölüm ve cismani zarar nedeniyle manevi ve destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
a-)Desteğin küçük çocuklarının bakım ihtiyacından ne zaman kurtulacağını tayin etmek, çocuğun yaşadığı yöreye, sosyal çevreye, çocuğun özelliklerine, cinsiyetine, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre değişmektedir. Hakim, her somut olayda, destek ölmeseydi, ne kadar süre ile destek olacak idiyse bu süreyi destek süresi olarak kabul eder. Ana-babaya yardımda, onların yaşama süreleri; çocuklara yardımda ise, çocukların çalışmaya başlama süresi esas alınır. Çocuklarda, kız veya erkek olmalarına, yüksek öğrenim yapıp yapmamalarına göre farklı süreler kabul edilmektedir. Bunun dışında kız çocukları için genellikle, çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacı ortadan kalkar. Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının 18 yaşına kadar, yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.
Somut olayda, 1995 doğumlu davacı … kaza tarihinde 17 yaşında lise öğrencisi olup yüksek öğrenim göreceği olasıdır. O halde, yüksek öğrenim görme ihtimali bulunan davacı …’ın ölen babasından 25 yaşına kadar destek alacağı ancak davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde davacı …’ın desteklik sonunu 22 yaş olarak belirtmiş olmasına göre taleple bağlı kalınarak davacı …’ın müteveffadan 22 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.
b-)Dairemiz’in yerleşmiş içtihatları gereği; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin zararın
doğduğu kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. O halde, davacı …’in kaza tarihindeki yaşı ve 18 yaşından küçük 1 çocuğu bulunduğu gözetilerek, evlenme ihtimali oranının belirlenmesi gerekirken; hatalı biçimde, rapor tarihindeki yaşı esas alınmak ve rapor tarihinde reşit olmayan çocuğunun bulunmayışı gözetilmek suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, yukarıda a ve b bendinde yazılan ilkeler doğrultusunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar vermek olacaktır.
3-)Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda davacı taraf, davacı … için kendi yaralanması nedeni ile 30.000,00 TL, babasının ölümü nedeniyle 100.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 manevi tazminatın, davacı … için kendi yaralanması nedeni ile 30.000,00 TL, eşinin ölümü nedeniyle 100.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 manevi tazminatın talep etmiştir. Mahkeme ise, davacıların manevi tazminat talepleri hakkında hüküm kurarken davacıların kazada ölen yakınlarının ölümü ve kendi yaralanmaları sebebi ile ne kadar tazminata hükmettiğini ayrı ayrı açıklamamıştır. Mahkemenin, hüküm kurarken davacılara yakınlarının ölümü ve kendi yaralanmaları dolayısıyla kime ne kadar manevi tazminat hükmettiğini gerekçesinde tartışmamış ve hükümde belirtmemiş olması doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır.
Kabule göre de;
Yukarıda belirtilen hususlar ve hükmedilen toplam tazminat miktarı dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüştür.
4-)Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı taraf temyizi bulunmadığından bu hususta bir inceleme yapılmasına yer olmadığına, (2-a), (2-b) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.