YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3795
KARAR NO : 2018/12912
KARAR TARİHİ : 27.12.2018
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı … şirketi tarafından sigortalı bulunan, davalı …’a ait, davalı … sevk ve idaresindeki aracın müvekkillerinin murisi … çarpması neticesinde ölümüne sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma ve uğranılan üzüntü,acı nedeni ile her bir müvekkili için 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 22.12.2014 tarihinde maddi tazminata ilişkin talebini yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne … için 4.345,19 TL, … için 6.504,99 TL maddi tazminatın davalılardan Sigorta Şirketi yönünden bakiye poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalılardan 17/04/2010 haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi
tazminatın davalılar … ve …’tan 17/04/2010 haksız eylem tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve mütelselsilen tahsiline,
karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, dava 11.02.2011 tarihinde açılmış olup, davalı … şirketince 11.01.2013 tarihinde toplam 10.039,33 TL, ödeme yapılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda tazminatlar belirlenmiş karar verilirken mahkeme tarafından ödeme güncellenerek tazminattan mahsup edilmiştir. Oysa, yargılama devam ederken dava tarihinden sonra yapılan ödeme tutarının yasal faiz eklenmeksizin, yani güncelleme yapılmadan hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir. Bu durumda hesap bilirkişisi raporunda belirlenen ve mahkemece hükme esas alınan tazminat miktarlarından mahkemenin de kabul ettiği üzere ödemenin asıl alacağa ilişkin olan miktarı güncellenmeksizin mahsup edilerek tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3- Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı … şirketi vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 555,17 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.