Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/3365 E. 2020/4021 K. 25.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3365
KARAR NO : 2020/4021
KARAR TARİHİ : 25.06.2020

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkili kiracısı olduğu iş yerinin davalı … şirketi tarafından tüm iş yeri sigorta poliçesiyle sigortalandığını, müvekkilinin iş yerinde çıkan yangında maddi hasar meydana geldiğini, … 1. Sulh hukuk Mahkemesinin 2014/81 değişik iş dosyasında tespit yaptıklarını, davalı … şirketinden oluşan zararın tazmini için talepte bulunduklarını, davalının … cumhuriyet başsavcılığının 2014/53980 nolu soruşturma dosyasını gerekçe göstererek taleplerini reddettiklerini, zararın tahsili için … 7. İcra müdürlüğünün 2015/515 sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin ilamında, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davasının kısmen kabulü ile davalının … 7. İcra Müdürlüğü’nün 2015/515 sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 732.184,06 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 731.333,54 TL yönünden avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, … Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesince verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, yangın sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Sigortalı işyerinde (depo) meydana gelen yangın sonucu, depoda bulunan mevcut malların tamamen yandığı tutanaklar ve yangın raporundan anlaşılmaktadır. Tazminat isteminde davalı ancak gerçek zarar miktarı kadar sorumlu olup, uyuşmazlığın çözümü için gerçek zararın tespit edilmesi gerekir. Yangın Sigortası Genel Şartları’nın B.5.1.1 maddesinde, ticari emtiada tazmin kıymetinin hesabında rizikonun gerçekleşmesinden bir önceki iş günü piyasa alım fiyatının esas alınacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Davaya konu olan işyeri sigorta poliçesinde, “hasar anında sigortalının defter ve/veya bilgisayar kayıtlarında yer almayan veya bu kayıtlarda yer almakla birlikte, usulüne uygun düzenlenmiş, fatura, irsaliye, makbuz gibi ilgili mevzuatca öngörülen geçerli belge/ler ile teyit edilemeyen emtiaya dair hasar taleplerine konu tutar, işbu sigorta poliçesi çerçevesinde ödenecek sigorta tazminatı miktarının hesaplanmasında dikkate alınmaz ve bu tutar için hiçbir şekilde sigortacının sorumluluğuna gidilemez” şartı yer almaktadır.
Hükme esas alınan 26/12/2016 tarihli yangın uzmanı, mali müşavir, tekstil mühendisi, hukuk bilirkişilerince alınan raporda, dosyada bulunan eksper raporu ile emtia faturaları incelenip kıyaslanarak hasar miktarının hesaplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı şirketin riziko öncesi faturaları dosyada mevcutsa da davacı şirkete ait defter araştırması yapılmadan, yangından önceki mal stoku belirlenmeden sadece dosya içerisindeki faturalar ile hasar ekspertiz raporunun kıyaslanarak hasar miktarının belirlenmesi doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece, davacının işyerinde meydana gelen yangın dolayısıyla uğradığı gerçek zarar miktarının ne olduğunun, riziko tarihinde depoda bulunan poliçe teminatı kapsamındaki mal stokunun ve değerinin belirlenmesi yönünden, davacı şirkete ait önceki yıllara ait ticari defterlerin (yevmiye defteri, envanter defteri ve defter-i kebir) incelenmesi, defterlerin birbirini teyit edip etmediklerinin araştırılması, yevmiye defterleri ile envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, dosya içerisindeki faturalar ticari defterlerle uyumluluğu, malların gösterilen değerlerinin piyasa rayiç değerlerine uygun olup olmadığı denetlenmeli, davalı vekilinin itirazlarını da karşılayacak şekilde denetime elverişli, gerekçeli, dosya içerisinde bulunan ekspertiz raporu ile 26/12/2016 tarihli raporu da denetleyecek ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.