Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/3147 E. 2019/450 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3147
KARAR NO : 2019/450
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkındaki İtiraz Hakem Heyetinin 04/04/2016 tarih 2016/İHK-472 sayılı kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuru sahibi vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; müvekkilinin kızı … ‘nın davalı nezdinde sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, kızına 03/03/2015 tarihinde omurilik tümörü teşhisi konularak tedavi sürecinin başladığını, bir kısım tedavi giderleri davalı yanca ödendikten sonra kemoterapi ücretinin ödenmesi aşamasında, davalının, hastalığın konjenital olduğu gerekçesi ile ödeme yapmadığını belirterek, 52.743,80 TL tedavi giderinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, talebin kabulüne karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazı üzerine itirazın reddine karar verilmiş,İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-1982 T.C. Anayasası’nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Yine HMK’nın 280. maddesi hükmüne göre “bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve
duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür.
Somut olayda, uyuşmazlık hakem heyeti kararına esas alınan 18/12/2015 tarihli bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmemiştir. Bilirkişi raporuna itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle, mahkemece 18/12/2015 tarihli bilirkişi raporunun davalıya tebliğinin yapılarak, davalı tarafça raporun incelenmesine ve beyanda bulunulmasına olanak sağlanması gerekirken, davalıya bilirkişi raporu tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.