Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/2431 E. 2018/11656 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2431
KARAR NO : 2018/11656
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı vekili, davalı borçlu … hakkında takip yapıldığını, alacağın tahsilinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini davalı çoçuklarına daha sonrada davalı eşi …’e devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, … ve … vekili, davanın hakdüşürücü sürede açılmadığını, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin olmadığını, müvekkillerinden … ile borçlunun 4 kez evlenip ayrıldığını, bu ayrılıklar sırasında dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini davalı çocukları … ve … devrettiğini, mal kaçırma amacının olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili, davanın haksız açıldığını reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin davalı … ve … devrinin borcun doğumundan önce olduğunu, yine davalı …’e 2/6 intifa hakkı devrinin de alacaktan önce olduğu, davacının borcun daha önce doğduğunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu davalarda amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Tasarrufun iptali davalarında diğer dava koşullarının yanında, tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Somut olayda davacının alacağı 04.09.2007 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmakta olup borçlu hakkındaki takip kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin bir kısmı borçlu tarafından bu tarihten önce 24.07.2001 tarihinde davalı çocukları … ve … devredilmiştir. Mahkemenin bu tasarruf yönünden yaptığı tesbit yerindedir. Ancak borçlu aynı taşınmaz ile ilgili intifa hakkını 12.09.2007 tarihinde davalı …, … ve … devretmiştir. Bu tarih borcun doğumundan sonra olup intifa hakkının devride tasarrufun iptaline konu olabilir.
Mahkemece, bu hususda da değerlendirme yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.