Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/1865 E. 2020/2103 K. 25.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1865
KARAR NO : 2020/2103
KARAR TARİHİ : 25.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili,davalı … Sigorta AŞ ve davalılar … ve … vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; davacıların desteğinin 01/12/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini açıklayıp, murisin anne, baba ve kardeşlerinden oluşan davacıların uğramış olduğu toplam 2.500,00 TL maddi ve 140.000,00 TL manevi zararın, kazaya karışan ve de araç sürücüleri ve işletenleri ile sigorta şirketlerinden oluşan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. 12.01.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için 82.885,13 TL davacı … için 73.940,20 TL’ye yüksetlmiş ve harcı ikmal etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile … için 82.885,13 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı …’ye verilmesine, … için 73.940,20 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak
davacı …’a verilmesine 165,00 TL cenaze giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı … ve …’a eşit şekilde verilmesine, cenaze gideri yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. hakkında dava terditli olarak açıldığından, maddi tazminata ilişkin talepler; öncelikle … Sigorta A.Ş’ye ait poliçeden karşılanması talep edildiğinden ve tazminat miktarları, … Sigorta A.Ş’ye ait poliçe limiti kapsamında karşılandığından … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.12.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar; …, …, … ve …’en müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.12.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar; …, …, … ve …’en müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.12.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar; …, …, … ve …’en müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.12.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar; …, …, … ve …’en müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.12.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar; …, …, … ve …’in müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş. ve davalılar … ve … vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar … ve … vekili ile davalı …’un tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6098 sayılı TBK m. 56 hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar … ve … için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.” 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç
yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Somut olayda, desteğin yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ ile karşı aracın zorunlu trafik sigorta poliçesini tanzim eden … Sigorta A.Ş’ye karşı dava açılmış ve davalılardan dava dilekçesi ile müştereken ve müteselsilen talepte bulunulmuş ancak ıslah dilekçesi ile maddi tazminat sadece zorunlu taşımacılık sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. den talep edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. ile sigortalı işleten arasında düzenlenen zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesinin varlığı karşısında, sıralı sorumluluk esasının, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı için geçerli olduğu, dava konusu olayda davacıların desteğinin bulunduğu aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı ve karşı aracın trafik sigortacısına karşı dava açtığı gözetildiğinde, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacıların bu iki davalı arasındaki rücu ilişkisinde davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine sonuç doğuracak nitelikte ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini sadece zorunlu taşımacılık sigortacısına yöneltmesi sonucunda mahkemece tazminatın öncelikle … Sigorta A.Ş.’ye ait poliçeden karşılanması talep edildiğinden ve tazminat miktarları, … Sigorta A.Ş’ye ait poliçe limiti kapsamında karşılandığından bahisle … Sigorta A.Ş. hakkında
hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple işbu dava yönünden icrai nitelikte olmasa da, davalılar arasındaki iç ilişki yönünden davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti gerektiğinden, tespit mahiyetinde karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekili ile davalı …’un tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı olan 3.463,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar …, … ve …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … Sigorta A.Ş ve davacılara geri verilmesine 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.