Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2018/1002 E. 2018/12579 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1002
KARAR NO : 2018/12579
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili,davalıların sürücüsü, maliki olduğu araç ile davacıların desteği yayaya çarpması sonucunda yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile davacı … ile … için ayrı ayrı 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacılar Orhan ile … için ayrı ayrı 25.000,00 TL, davacılar Ferhat, Ayşe ve … için ise ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatı davalılardan talep ve dava etmiş, davacılar vekili tarafından destekten yoksun kalma zararlarını ıslahla yükseltmişlerdir.
Davalı … vekili, kaza tarihinde aracı kiraya verdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesine cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm,davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön
bulunmamasına; davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminata ilişkindir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan
iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında,
kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte
bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda, davalı … kayıt maliki olup kayden işletendir ancak yukarıda açıklandığı üzere K.T.K. m.85 uyarınca işletenlik sıfatı değişebilmektedir. Mahkemece sunulan kira sözleşmesinin süresi nedeni ile 3 ay uzun süreli kira sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davalı … aleyhine karar verilmiş ise de mahkemenin bu gerekçesi 85. madde karşısında doğru değildir. Dosya kapsamında bulunan kiralama sözleşmesi, bilirkişi tarafından incelenen ticari defterlere göre, kazaya karışan aracın uzun süreli kira sözleşmesi (3 ay) ile davacı tarafından kiralandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, uzun süreli kiralama sözleşmesi ile zarar gören aracın işletenlik sıfatı dava dışı … Turizm Halıcılık Kuyumculuk San ve Tic AŞ’ne geçtiği göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı 1.108,30 TL kalan fazla alınan harcının temyiz eden davacılara geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.