Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2017/946 E. 2018/10870 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/946
KARAR NO : 2018/10870
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı … … aleyhine … 9. … Müdürlüğünün 2015/12141 sayılı dosyası ile … takibi yapıldığını, talimatla … 3. … Müdürlüğünün 2015/3131 talimat sayılı dosyasından davalı hakkında h… yapıldığını ancak haczi kabil mal bulunamadığını, yapılan araştırmalar sonucunda davalının adına kayıtlı taşınmazları … takibinden hemen önce diğer davalılara devrettiğini, … ve İflas Kanununun (İİK) 277. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca iptali gerektiğini, devirlerin muvazaalı olduğunu, gerçek satışlar olmadığını, bu nedenlerle taşınmazların satışına yönelik tasarrufların davacı şirket yönünden iptaline ve cebri … yoluyla alacaklarını karşılayacak miktarda h… ve cebri satış yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili; … dosyasının alacak için gerçekten … halinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini, yapılan tüm bu satışların gerçek satışlar olduğunu mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … vekili; h… tutanağının … vesikası niteliğinde olmadığını, yapılan taşınmaz devrinin gerçek bir satış olduğunu, mal kaçırma kastıyla yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili,davalı … vekili ve davalı … vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;İİK 277 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasında
… vesikasının sunulması dava şartı olup davacı tarafından sunulan h… tutanakları … vesikası niteliğinde kabul edilemeyeceğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun h… yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri … yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın h… ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki … takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici … belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece; … 3. … Müdürlüğünün talimat dosyasında 04/06/2015 tarihinde 1307 Sokak No:10/A … adresinde yapılan h…de; bu adresin borçluyla ilişkisinin somut olarak kurulmadığı h… tutanağını borçlu Hakkı …’nun … içinde olduğunu göstermek için yeterli saymak mümkün olmadığından ve yine aynı talimat dosyasında mevcut ve … Mahallesi 117/3 Sokak No:9/1 adresinde yapılan h… tutanağında ise davalı borçlunun eşi … …’nun hazır bulunduğu belirtilmesine rağmen h… tutanağında eşi … …’nun tutanak altında borçlu veya kanuni temsilcisi kısmında adı veya imzası bulunmaması, hazır bulunan kişi olarak imzasının alınmaması, kendisine h… tutanağının bir örneğinin verildiğinin belirtilmemesi ve h… mahallinde bulunduğu belirtilen borçlu eşinin imzadan imtina ettiğine dair bir açıklama da yer almamasından dolayı bu h… tutanağının da şekli olduğu bu nedenle … vesikası
niteliğinde kabul edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve … …’nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında … vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu durumu tespit eden h… tutanağı geçici … vesikası niteliğindedir.
Somut olayda,davacı alacaklı tarafından yapılan … takip dosyalarında davalı borçlu Hakkı … aleyhine … takibine girişildiği, 04/06/2015 tarihinde ödeme emrinin de tebliğ edildiği … Mah.117/3.Sk.No:9 … adresinde yapılan h…de;Adreste borçlunun eşi … …’nun hazır bulunduğu, Eşinin işte olduğunu beyan ettiği,bu arada evde yapılan tespitte haczi kabil mala rastlanmadığı, borçlunun telefon ile aranıp bilgilendirildiği belirtilmiştir. H… tutanağı aksi ispat olunana kadar geçerlidir. … belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün …’ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda davanın dayanağını teşkil eden … takip dosyasında talimatla yapılan 04/06/2015 tarihli h… sırasında tutulan tutanağın İİK.nın 105. maddesi uyarınca geçici … vesikası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava şartının gerçekleştiği kabul edilerek davanın esasına girilmesi, tarafların delillerinin toplanması, davalılar arasındaki tasarrufların İİK 277, 278, 279 ve 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.