Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2017/5734 E. 2020/2236 K. 27.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5734
KARAR NO : 2020/2236
KARAR TARİHİ : 27.02.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilince endüstriyel paket sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı sigortalıya ait emtiaların, davalıların kiracısı ve işleteni olduğu işyerinde 28.04.2007 tarihinde çıkan yangının sigortalı işyerine sirayet etmesi sonucunda müvekkili tarafından sigortalısına 282.000 Euro ve 893.841,02 TL’nin ödendiğini, yangının çıkmasında davalıların kusurları olduğunu ileri sürerek, 282.000 Euro ve 893.841,02 TL’nin ödeme tarihleri olan 27.06.2007 ve 23.10.2007 tarihlerinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasından ve yapılan yargılama sonunda; Davacı şirket tarafından, davalılar … Sanayi Ticaret A.Ş ile T.C. Maliye Bakanlığı aleyhine açılan davanın reddine, Davalı … Plastik Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; 893.841,02-TL rücu tazminatının ödeme tarihi olan 23/10/2007 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı … Plastik Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacı … Şirketine verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 69. (818 s. BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK’nun 69/1. maddesinde “Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur” denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (HGK’nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar).
Mahkemece, yangına karşı önlemlerin alınmasını sağlama yükümlülüğünün BK’nın 58. maddesinde bina maliklerine atfedilmiş olan binanın fena yapılması veya bakım, onarım ve muhafaza yükümlülüğü kapsamına giren türde bir yükümlülük olmadığı, bu yükümlülüğün mülkiyete dayalı bir yükümlülük değil, işletme hakkına ve sorumluluğuna dayalı bir yükümlülük olduğu, bina maliki olan davalı … Sanayi Ticaret A.Ş’nin oluşan zararda sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile yanılgılı değerlendirme yapılarak davalı … Sanayi Ticaret A.Ş aleyhine açılan davanın Reddine kararı verilmiştir. Buna göre, yukarıdaki açıklamalar ışığında, dosya içerisinde bulunan raporlarda yangına sebebiyet veren binada yangın ve güvenlik önlemlerinin olmadığı anlaşılmış olup binanın yapıldığı zamanın şartlarına uygun yapılmış olmasının ve gerekli izin ve ruhsatların alınmış olmasının bina malikinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı kabul edilerek bina malikinin sorumluluğuna göre oluşan zarardan davalı … Sanayi Ticaret A.Ş’nin de sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece; davalı … aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verildiğine göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi 2. fıkrası gereğince davalı … yararına tarifenin 2. kısım 2. bölümündeki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde nisbi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.