Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2017/5506 E. 2019/474 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5506
KARAR NO : 2019/474
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu … hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı olmadığını ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin mahkemece iptal edildiğinden haksız açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, borçlu … hakkında alınan 14.06.2010 tarihli aciz belgesinin Hatay İcra Mahkemesi’nin 2010/414 Esas 2011/225 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve kararın kesinleştiği, davacı tarafından ibraz edilen haciz tutanaklarının aciz belgesi mahiyetinde olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı Hatay 1.İcra Müdürlüğünün 2006/3487 sayılı takip dosyasında borçlu … hakkında takip başlatıldığı, borçlu hakkında alınan 14.06.2010 tarihli aciz belgesinin Hatay İcra Mahkemesinin 2010/414 Esas 2011/225 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve kararın kesinleştiği, borçlunun 13.04.2007 yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları … (…) ve … dışındakilerin mirası red ettiği anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı bu kez borçlu mirasçıları … (…) ve … hakkında takibe devam etmiş anılan borçluların adreslerinde 07.03.2008 tarihinde ayrı ayrı haciz yapmış, haciz sırasında hazır bulunan borçlular … (…) ve … haciz sırasında borcu ödeyecek durumlarının olmadığını belirtmişler ve evlerinde hacze kabil mal bulunamamıştır. Anılan borçlular adına başkaca taşınır ve taşınmaz mal kaydına da rastlanmamıştır. Bu durumda 07.03.2008 tarihli haciz tutnakları İİK’nın 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğundan mahkemece davanın esasına girilerek, diğer yasa maddelerine göre bir araştırma ve değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.