YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5274
KARAR NO : 2018/7265
KARAR TARİHİ : 17.07.2018
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlular … ve … hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını davalılar … ve …’e devrettiğinden bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin ilk kararı, Dairemizin 30.04.2013 tarih 2012/6424 Esas 2013/5929 karar sayılı ilamı ile özetle, dava konularından …-…-…-… ve … nolu parsellerin 11.03.2003 tarihli satışı ile ilgili olarak bedel farkı olmadığı tesbiti yapıldığı ancak taşınmazların üzerinde yapılar olduğu, yapıların kim tarafından yapıldığının tesbiti yapılmadan ve oranlama yapılmasının hatalı olduğundan bu yönde araştırma yapılması gerektiği yine davalıların cevap dilekçelerinde birbirlerini tanıdıkları ve ticaret ilişkisi, iş arkadaşlığı olduğu belirtildiğinden İİK’nun 280/1-2 maddesinin karar da tartışılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra,
mahkemece yapılan araştırma sonucu taşınmazlarını gerçek değerleri ile tapudaki satış bedelleri arasında fark olmadığı, davalıların birbirini tanıdıkları sabit olmakla birlikte bozma ilamında belirtilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
… ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, ivazlar arasında önemli bir oransızlık olmadığı sabit olmuştur. Ancak İİK’nun 280/1.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, hüküm altına alınmıştır.
Dosyadaki belgelerden, davalıların cevap dilekçelerinden davalı …’in …’de pamuk çekirdeğinden elde edilen küspe ve kapçık ticareti ile uğraşan bir kişi olduğu, borçlular … ve …’in ise ortağı ve sahibi bulundukları … ve … Fabrikasının bulunmakta olduğu, borçluların uzun yıllardır sahibi oldukları … Firması
ile küspe ve kapçık ticaretini …’la yapmakta oldukları, dolayısıyla bu davalılar arasında açık bir ticari ilişki olduğu yine davalı …’ın dava dışı …’nin oğlu, …’nin kardeşi olduğu, borçlu …’in sahibi bulunduğu … ve … isimli çok değerli Yarış atlarının yetiştiricisinin …, …’in sahibi bulunduğu … isimli çok değerli yarış Atının yetiştiricisi …’ın babası … , … isimli çok değerli yarış atının yetiştiricisinin de …’nin kardeşi … olduğunu, gerek … gerek … ve gerekse …’nin davalılar … ile …’in ortağı/sahibi oldukları … Yağ ve Yem San Tic A.Ş.’nin gümrük komisyonculuğunu yapanın da aynı … ailesine ait … Gümrük Müşavirliği ve Tekstil Tic Ltd Şti olduğu dolayısı ila davalı borçlular ile davalı üçüncü kişi … ve dördüncü kişi …’ın borçluları ile hem ticari ilişki hem arkadaşlık ilişkileri sabit olup bu halde İİK’nun 280/1 maddesine göre dolayısı ile borçluların mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bildikleri ve ya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu anlaşıldığından, davanın İİK 280.madde gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.