YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4562
KARAR NO : 2018/6600
KARAR TARİHİ : 02.07.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın, davalı …’un ölümünden sonra açılması nedeni ile usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; … Mahallesi … Sok. … Pasajı İşhanı N:27/9 …/… adresinde bulunan gayrimenkulün …-… Makinaları adına müvekkil şirket nezdinde Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile tarihleri arasında sigortalı olduğunu, 09/03/2013 tarihinde davalının maliki olduğu binanın ana elektrik kablosunda oluşan ark ve aşırı ısı artışından dolayı çıkan yangın neticesinde sigortalı işyerinin ağır bir şekilde hasarlandığını, olayın itfaiye raporunda tespit edildiğini,hasar tespitine göre müvekkili şirket tarafından sigortalısına 18/06/2013 tarihinde 52.781,76 TL ödendiğini, hasarın ödenmesi neticesinde sigortalıya ait tüm hakların müvekkili şirket tarafından devir ve temlik alındığını, kanun gereği müvekkili şirket sigortalısının halefi durumuna geçerek davalıya rücu talebinde bulunduğunu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, toplam 52.153,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 18/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının yasal mirasçısı olduğunu bildiren … vekili dilekçesinde, davalının dava tarihinden önce vefat ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davanın ölü kişiye karşı açıldığı, HMK’nın 114/d maddesi gereği taraf ehliyetinin dava şartı olduğu görülmekle davanın dava şartı yokluğundan (taraf ehliyeti yokluğundan) reddine,dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı …’un dava tarihinden önce öldüğü ve ölü kişi hakkında davaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak ölü kişiye karşı dava açılamaz. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılarına yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır.(HMK m.114/1-d, m. 50 ve TMK m. 28) Ancak HMK’nun 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Şu halde davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır.(HGK’nun 11.09.2013 günlü ve E 2013/14-612, K 2013/1297 sayılı ilamı)
Somut olayda, davalı … 06/01/2015 tarihinde vefat etmiş olup, dava 06/03/2015 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili, davalının vefat ettiğinden dava açıldıktan sonra haberdar olduklarını belirterek, davalının mirasçılarının davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin davalının ölü olduğunu bilmediği, ancak davayı mirasçılarına karşı yöneltmeyi talep ettiğinin anlaşılmasına göre davacının ölü kişiye karşı dava açması dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmemektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı … şirketi vekiline HMK 124. maddesi gereğince davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.