Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2017/4159 E. 2019/4894 K. 17.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4159
KARAR NO : 2019/4894
KARAR TARİHİ : 17.04.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigorta sözleşmesi yaptırdığını, primlerini de sigorta şirketine ödediğini, 03/03/2009 tarihinde geçirdiği kaza sonucunda sol el serçe parmağı ile yüzük parmağının tamamen koptuğunu, ayrıca sol el orta parmağında da his kaybı olduğunu, daimi maluliyet teminatının 250.000,00 TL olduğunu sigorta şirketine başvuruda bulunmasına rağmen ödeme yapılmayınca ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve icra takibinin devamı ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacının ödeme için müvekil şirkete başvurduğunu ancak yapılan araştırma sonucunda sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunduğunu, kendisini bilerek sigortadan para almak için yaraladığını, hakkında dolandırıcılıktan ceza davaları açıldığını, bu nedenle zarar teminat dışı değerlendirilerek davacının ödeme talebinin red edildiğini, bunun haricinde 37 adet daha ferdi kaza poliçesinin daha bulunduğunu, dolayısıyla kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının 03/09/2009 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralandığı, davacının kendisini kasten yaraladığı,

yaralanmanın kazaen meydana gelmediği, olayın teminat kapsamı dışında olduğunu ispat yükünün davalı sigorta şirketinde olduğu, ancak bu durumun ispat edilemediği, davacının aynı veya ayrı dönemi kapsar şekilde birden çok sayıda ferdi kaza sigorta poliçesi yaptırmasına yasal bir engel bulunmadığı, davacının toplam sakatlık teminatının %13’ünü isteyebileceği, ferdi kaza sigortasının meblağ sigortası olması, zarar hesabı yapılmasına gerek bulunmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2010/4445 takip sayılı dosyasında 25.000,00 TL asıl alacak ve 4.047,26 TL faiz olmak üzere toplam 29.047,26 TL’ye yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin talepnamedeki şartlarla devamına, asıl alacak üzerinden % 40’a tekabül eden 10.000,00 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 25/03/2014 gün ve 2013/642 Esas 2014/5805 Karar sayılı ilamı ile “ceza mahkemesince verilen kararların akıbetlerinin araştırılarak kesinleşmesinin beklenmesi, anılan ceza mahkemesi kararlarının sigorta hasar dosyası dahil tüm deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirktiği, bu yönden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği” gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazının iptaline ve alacağın belirlenebilir likit olmasından ötürü %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22/09/2016 gün ve 2015/10880 Esas 2016/8042 Karar sayılı ilamı ile “davacı hakkında açılan birden çok dolandırıcılık suçundan açılan ceza davalarından beraat etmiş ise de işyeri sahibi olarak adı geçen Adil Öztürk’e ulaşılamaması nedeniyle dinlenememiş olması, somut olayın özelliğine göre davacının merak nedeniyle kazaya maruz kaldığı iddiasının hayatın olağan akışı çerçevesinde gerçekçi bulunmadığı, olayın Ferdi Kaza Sigortası Genel şartları 5/d maddesinde düzenlenen -sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması- kapsamında değerlendirilerek davacı sigortalının sigorta bedelini almak için kendini bilerek ağır tehlikeye maruz bırakacak şekilde yaraladığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.

Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Ferdi Kaza Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davada vekille temsil edilen davalı yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği 3.485,64 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu husustaki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. bendinden sonra gelmek üzere “karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri gereği 3.485,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” tümcesinin 4. bent olarak hükme eklenmesine, sonraki bendin numarasının buna göre teselsül ettirilmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.