Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2017/4098 E. 2018/6683 K. 03.07.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4098
KARAR NO : 2018/6683
KARAR TARİHİ : 03.07.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde birleşen dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili, asıl davada; murisin sürücüsü, davacı …’nin yolcusu olduğu araca davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, davacı eş …’nin komada kaldığını, ameliyat geçirdiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve evlatları olduğunu, ölüm nedeniyle maddi kayba uğradıklarını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş … için 25.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, davacı çocuk … için 30.000,00 TL manevi ve davacı çocuk … için 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek en … faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili, birleşen davada; murisin sürücüsü olduğu araca davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve evlatları olduğunu, ölüm nedeniyle müvekkillerinin geçimlerinin zorlaştığını, derin maddi kayıpları olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl davayla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla her bir davacı için 5.000,00’er TL’den toplam 15.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek en … faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1)Mahkememizin bu dosyası ve ayrıca bu dosya ile birleşen yine mahkememize ait 2009/92 Esas sayılı dava dosyası yönünden davacı … için 19.886,59 TL maddi tazminatın 13/03/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Birleşen dosyanın davalısı Sigorta Şirketi yönünden Poliçe limiti ile sınırlı olmak ve azami 15.000,00 TL’lik talebi aşmamak kaydıyla ve sigorta şirketi yönünden faizin başlangıç tarihi olan birleşen dosyanın dava tarihi olan 11/03/2009 tarihi esas alınmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine, 2)Davacılar … ve …’ın her biri için 4.000,00 TL davacı … için ise 10.000,00 TL olmak üzere toplam 18.000,00 TL manevi tazminatın 13.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine, 3)Asıl dosyada ve birleştirilen dosyada fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, birleşen dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-HUMK’un 381., 388. ve 389. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 388. maddesinde; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.3.2013 tarihli ilam asıl ve birleşen dava davacıları ile asıl dava davalıları … ve … tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 24.12.2015 tarihli ilamı ile tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, davacı … hakkındaki manevi tazminata ilişkin hükmün davacı yararına, davacı … hakkındaki maddi tazminata ilişkin hükmün ise asıl dava davalıları … ve … yararına bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama devam ederken, dosya kapsamından davacı … tarafından … Sigorta aleyhine 9.12.2013 tarihinde … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/556 Esas sayılı dosyası ile aynı kazaya ilişkin olarak fazlaya dair haklar saklı tutularak 10.000,00 TL destek tazminatı talepli açılan ek davanın 13.2.2017 tarihinde işbu mahkeme dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği; ancak mahkemece birleşen bu dava hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/556 Esas, 2017/84 Karar sayılı birleştirme ilamının taraflara tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, tebliğ edilmediyse tebliğ ettirilip kesinleştirilerek, birleşen bu dava hakkında da bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre birleşen dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre birleşen dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleşen dosya davalısı …ye geri verilmesine 3.7.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.