Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/9972 E. 2017/4977 K. 03.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9972
KARAR NO : 2017/4977
KARAR TARİHİ : 03.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 15.11.2011 tarihinde davalının maliki olduğu araç tarafından yolda kar küreme işlemi yapılır iken mıcırların sigortalı araç üzerine çarpması sonucu hasarlandığını, eksper raporuna göre göre sigortalı araçta 5.585,13 TL hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin 12.03.2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalıya ait aracın % 100 oranında kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.500 TL’nin 12.03.2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada yargı yolu itirazları bulunduğunu, görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, işbölümü nedeniyle davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davada yetkili mahkemenin zararın doğduğu Kaman İdare Mahkemesi olduğunu, kar küreme araçlarının olay tarihinde karı küreyerek banket dışına attığını, araç üzerinde sarı tepe ikaz lambası bulunduğunu, sorumlunun yeterli dikkati göstermeyerek trafik kurallarını ihlal eden araç sürücüsü olduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayetin sonuçsuz bırakıldığını, zarara sebebiyet verenin kim olduğunun ispatlanmadığını, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için zarar doğurucu davranış olması, eylem ve işlemin idareye yüklenebilir olması, meydana gelen zarar ile idarenin eylem ve işlemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerektiğini, illiyet bağını ortaya koyan somut delil ortaya konulmadığını, talep edilen tazminatın … olduğunu, faiz yönünden ise dava tarihi veya temerrüt tarihinin esas alınması gerektiğini, … şirketine ödenen hasar bedelinden tahsil edilen … primlerinin düşülmesi gerektiğini, meydana gelen kazadan dolayı hizmet kusuru iddiasıyla idareden tazminat talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 5.192,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 12.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine dair verilen hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı … şirketinin sigortalısının aracında meydana gelen zararı ödemiş olmasından dolayı davalı idareye karşı ödenen bedelin rücuen tahsiline ilişkindir.
Davaya konu olayda, davalı idareye ait aracın kar küreme çalışmaları sırasında araçtan sıçrayan taş, toprak, kum, çakıl gibi maddelerin bölünmüş yolda karşı yönden gelen sigortalı araca isabet ederek aracın hasarlanmasına sebebiyet verdiği, davalı idareye ait aracın hızlı olması nedeni ile kazanın meydana geldiği, davalı idareye ait aracın olayda %100 kusurlu olması nedeni ile sigortalı araç sahibine ödenen zarar bedelinin … aleyhine husumet yöneltilerek rücuen tahsili talep edilerek, hizmet kusurundan kaynaklanan maddi tazminat istenmiştir.
SONUÇ:Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 13/J maddesine göre davalıdan harç alınmamasına 03.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.