Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/9836 E. 2019/6873 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9836
KARAR NO : 2019/6873
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 28.05.2019 Salı günü davacı … ve Kredi Bankası A.Ş. vekili Av. … ve davacı …. vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı alacaklılar vekilleri, ayrı ayrı açtıkları dava dilekçelerinde, borçlu davalılar Ali ve Osman hakkında takipler başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile taşınmazını 28.01.2013 tarihinde diğer davalı …’e devrettiğinden, bu devre ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmişler, mahkemece davalar arasında irtibat olduğu gerekçesi ile birleştirme kararı verilmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … ve Osman vekili, takibin kesinleşmediğini, davanın görülme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın temlik tarihi ile bilirkişi raporunda tespit edilen değer arasında çok fark bulunmadığı, davacılar vekillerince davalı …’in babası ile diğer davalılar arasında vekalet ilişkisi
bulunduğundan bahisle tasarrufun iptalini talep ettikleri ancak bu iddialarını ispatlayacak ekstra delil sunmadıkları, davalı …’in davaya konu taşınmazı ihtiyacı için satın aldığı ve üzerinde ağaç yetiştirdiği, davacıların davalı …’in diğer davalıların alacaklılarına zarar verme kastını bilecek durumda olduğunu ispat edemediklerinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Temyiz olunan mahkeme kararı davacı … ve Kredi Bankası A.Ş. vekiline tarihinde sunduğu vekaletname uyarınca 21.03.2016 tarihinde tebliğ olunmasına karşın karar HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 20.04.2016 tarihinde temyiz edildiğinden HUMK’nun 432. maddesi hükmü uyarınca davacı … ve Kredi Bankası A.Ş. vekilinin temyiz isteminin süreden reddi gerekmiştir.
2-Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi,
mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, … Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile raiç bedel arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte, davalı üçünü kişi Egemen ile babası dava dışı … borçluların avukatı olduğu, davalı … ile babasının aynı büroda avukatlık yaptıkları, davadan önce borçlularn ortağı oldukları dava dışı Şeker Piliç A.Ş. ile ilgili olarak açılan iflas erteleme davasına babanın avukat olarak dilekçe sunduğu ve ayrıca 2004 yılında kurulan Stardart Sağlık ve Hizmetleri Ltd.Şti’de davalı üçüncü kişi Egemen ile borçluların kardeşlerinin ortak olduklarının dosya içerisinde sunulan belgelerden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İİK’nun 280/1. maddesi gereğince davalı …’in, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile yaptığını ve içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun sabit olması nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … ve Kredi Bankası A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı …. vekilinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacı ….’ye verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.