Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/9749 E. 2017/8090 K. 25.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9749
KARAR NO : 2017/8090
KARAR TARİHİ : 25.09.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı …. vekili ve davalı … tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının idaresindeki aracın, davacıya ait park halindeki araca çarpması sonucu oluşan kazada, davacının aracının ağır biçimde hasar gördüğünü, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olduğunu, davacının aracındaki hasarın ve davacı zararının tespit raporuyla saptandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 25.217,00 TL. hasar bedeli, 3.890,00 TL. değer kaybı ve 1.500,00 TL. ikame araç zararı olmak üzere toplam 30.607,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında trafik sigortacısı olan şirketin de zarardan sorumlu olduğunu belirterek talebini poliçe limitiyle sınırlı olarak … şirketine de yöneltmiştir.
Davalı … şirketi vekili, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, istenen tazminatın fahiş olduğunu, değer kaybı ve kazanç kaybının poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 30.607,00 TL. tazminatın 17.500,00 TL’sinin davalı … ve dahili davalı … şirketinden müştereken ve müteselsilen, 13.107,00 TL’sinin ise davalı …’tan müstakilen tahsiline, tazminata davalı … yönünden kaza tarihinden, … şirketi yönünden 02.07.2012 tarihinden yasal faiz işletilmesine dair verilen hükmün, davalı … tarafından temyizi üzerine, Dairemiz’in 11.11.2014 tarih ve 2013/9601 Esas- 2014/15627 Karar sayılı ilamı ile; “davalının sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; ancak davalının meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan gerçek zararı kusuru nispetinde ödemekle sorumlu olduğu, HMK’nun 266. maddesi gereği çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği, gerçek zarar konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmadan tespit dosyası raporu ile yetinilerek eksik incelemeyle karar verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 30.607,00 TL. tazminatın 17.500,00 TL’sinin davalı … ve dahili davalı … şirketinden müştereken ve müteselsilen, 13.107,00 TL’sinin ise davalı …’tan müstakilen tahsiline, tazminata davalı … yönünden kaza tarihinden, … şirketi yönünden 02.07.2012 tarihinden yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı …. vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına; davalı …’ın kusura ilişkin temyiz talebinin daha önce reddedilmiş olmasına ve davalının temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına; mahkemece verilen ilk hükmün, davalı …. tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, daha önce hakkındaki hüküm kesinleşen davalı … şirketinin hükmü temyiz hakkının bulunmamasına, bu davalının hükümden sonra davacı tarafa yaptığını iddia ettiği ödemenin, hükmün infazı sırasında dikkate alınmasının mümkün olmasına göre; davalı …’ın tüm temyiz itirazları ile davalı …. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının, davalı …. aleyhine dava açmayıp, sonradan verdiği dahili dava dilekçesi ile bu davalıya da husumet yönelttiği; mahkeme tarafından, usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan gerçek veya tüzel kişi lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün olmadığı halde, …. hakkında da hüküm tesis edildiği; ancak, mahkemece verilen ilk hükmün …. tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.Usul hukukumuzda, dahili dava müessesenin bulunmadığı da gözetilerek, davacı tarafın sonradan davaya dahil ettiği …. hakkında hüküm kurulmaması gerekliliği, kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Ne var ki, mahkemenin bu hükmünün temyiz edilmeyip kesinleşmiş olması ve davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu da izahtan varestedir. Tüm bu nedenlerle, hakkında verilen ilk hüküm kesinleşen dahili davalı …. hakkında,
bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda yeniden hüküm tesis edilmemesi gerektiği gibi, ilk hükümde bu davalı aleyhine hükmedilen yargılama gideri, davacı vekalet ücreti ve bakiye karar ilam harcı yönünden, bozmadan sonraki hükümde ilave sorumluluk doğuracak biçimde karar verilmemesi gerekir. Mahkemenin, bozmadan sonra yaptığı yargılama sonunda verdiği hükümde; yargılama gideri, davacı vekalet ücreti ve bakiye karar ilam harcı gibi fer’iler bakımından, …’nin sorumluluğunu artırır biçimde hüküm tesis etmesi doğru değil bozma sebebi ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı …’ın tüm temyiz itirazları ile davalı …. vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı …. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. ve 3. bendinin sonunda yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerlerine “davalı …’tan tahsili” ibaresinin yazılmasına; hükmün 4. bendinin sonuna gelmek üzere “davalı …’nin sorumluluğu 900,60 TL. ile sınırlı olmak kaydıyla” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; aşağıda dökümü yazılı 1.567,76 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … AŞ’ye geri verilmesine 25/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.