Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/974 E. 2019/309 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/974
KARAR NO : 2019/309
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalılar … ve … vekillerince temyiz edilmiş, davalılar … ve … vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.01.2019 Salı günü davacılar ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın 28.04.2008 tarihinde muris yaya …’e çarpmasıyla oluşan kazada davacıların oğlu/kardeşi destek yaya Hüseyin’in vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı … şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 25.000,00 TL, davacı çocuklar … ve …’ın her biri için 15.000,00 TL, davacı çocuk … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 85.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan
müteselsilen tahsilini talep etmiş; 09.09.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 28.624,08 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacılar anne … ve baba …’ın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulü ile … için 15.011,08 TL, … için 13.613,00 TL olmak üzere toplam 28.624,08 TL’nin olay tarihi olan 28.04.2008 tarihinden itibaren (davalı … yönünden dava tarihinden itibaren ve poliçe limitleri dahilinde) işletilecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar … , … ve …’ın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacılardan anne … için 10.000,00 TL, baba … için 10.000,00 TL küçük … için 2.500,00 TL, … için 5.000,00 TL , … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 32,500,00 TL’nin olay tarihi olan 28.04.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi dışındaki) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, konusunda uzman bilirkişi tarafından oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur oranlarının benimsenmesinde, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacılar vekili ve davalılar … ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazası sonucu oluşan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 176 ila 182. maddelerinde ıslah hususu düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 177/2 maddesi hükmüne göre “ıslah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.” Davacı
vekilinin 09.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi 02.10.2015 tarihinde davalılar … ve … vekiline tebliğ edilmiş, ıslaha karşı cevap süresinin tamamlanması beklenmeden 06.10.2015 tarihinde karar verilmiş olması davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına yol açmıştır. O halde, mahkemece yapılması gereken iş davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazlarını almak, zamanaşımı def’inde bulunulması halinde ise tüm itiraz ve def’ileri değerlendirmek suretiyle karar vermek olacaktır.
Kabule göre de;
Hüküm fıkrasında davanın kabul veya reddi yanında harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de hükme bağlanıp gösterilmesi gerekir. Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderleri hususunda mahkemece kabul ve red oranına göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalılar … ve … vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’a geri verilmesine 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.