Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/9688 E. 2019/3691 K. 27.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9688
KARAR NO : 2019/3691
KARAR TARİHİ : 27.03.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, davalı … adına kayıtlı, davalı …Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası ile, davalı … Sigorta A.Ş.’ye ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın davacı…’e çarpması sonucu yaralandığını ve malul kaldığını, anne ve babası da dahil bu kazadan dolayı psikolojik tedavi gördüklerini ve tedavilerinin halen devam ettiğini, kusurun sigortalı araç sürücüsünde olduğunu belirterek bilirkişi raporundan sonra değeri artırmak üzere maluliyet nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi, davacı… ve annesi için 20.000,00’er TL, babası için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan (sigorta şirketlerinin limiti ve poliçe kapsamı nispetinde) dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.1.2015 tarihli dilekçesi ile, aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini 97.427,30 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …Ş. Vekili, müvekkilinin hem asıl alacak hem dava masraflarından poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, davadan önce başvuru olmadığını, manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını, davacının kusurlu olduğunu, yola aniden çıkarak kazaya sebebiyet verdiğini, kusur ve maluliyet yönünden İstanbul ATK’dan rapor alınmasını, SGK’dan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasını ve neticede davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, müvekkilinin sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, davacı tarafça kusur ve zararın ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, sürücü …’in kusursuz olduğunu, bisiklet sürücüsünün kazaya katkısı olan kusuru nedeniyle sürücü…’ın sonucu engelleyemediğini, davacıların maddi tazminat taleplerini sigorta şirketinden alacaklarını, manevi tazminat taleplerinin fazla olduğunu, davacını maluliyet oranının tespiti gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat talebinin davalı sürücü ve davalı … yönünden kabulü ile 97.427,30 TL iş görememezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin davacı… Koska’nın yaralanma derecesine, kusur nispetine ve kaza tarihine nazaran kısmen kabulü ile 7.500,00 TL, davacılar … …’nın manevi tazminat talebinin davacı çoçuklarının yaralanması ile zarara maruz kalacaklarından 2 nolu bentte sayılan gerekçeler ile kısmen kabulü ile 2.500,00’şer TL manevi tazminatın davalı sürücü ve … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı …Ş. vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının, kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 19.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre tespiti suretiyle hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi gerekirken, anılan biçimdeki tespite göre hesap yapan bilirkişi raporu, hükme esas almaya elverişli bir rapor değildir.
Yine, anılan bilirkişi raporunda, davacının işlemiş döneme ilişkin tazminatının hesaplanmasında herhangi bir iskontoya tabi tutulmayan geliri üzerinden doğru biçimde hesaplama yapılmış olmasına rağmen; işleyecek (bilinmeyen) dönem tazminatının hesabında, hesaba esas gelirin belirlenmesi bakımından gelirin her yıl %10 oranında artırılması ve %10 oranında iskonto edilmesi suretiyle hesaplama yapılması gerekirken, yerleşik uygulamalara aykırı şekilde, artırım ve iskonto oranının % 5 olarak kabulü de hatalı hesaplama niteliği taşımaktadır.
Bu durumda mahkemece; davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve davacının talep edebileceği tazminat miktarının yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …Ş’ye geri verilmesine 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.