Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/952 E. 2016/1667 K. 15.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/952
KARAR NO : 2016/1667
KARAR TARİHİ : 15.02.2016

MAHKEMESİ :…………Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –

Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı aracın müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin maluliyete uğradığını ve maddi zararlarının oluştuğunu belirterek manevi tazminat yönünden talep ve dava hakları ile ve maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin maluliyeti nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 17/03/2014 tarihinden itibaren reeskont (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 03/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile, maluliyet tazminatı talebini 38.548,55 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 38.548,55 TL maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.
2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Bedensel Zarar” başlıklı 54. maddesi hükmü, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türlerini belirtmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki davada,Yunus Emre Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 04.07.2014 sağlık kurulu raporunda davacının % 36 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu bildirilmiş, mahkemece yukarıda anlatılan şekilde bir maluliyet araştırması yapılmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı rapordan anlaşılmamaktadır.O halde, mahkemece Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
3)Kabule göre de, hükme esas alınan 02.02.2015 aktüer raporunda, davacının 40 yaşında olduğu, PMF’ye göre 29 yıl 8 ay 26 gün muhtemel ömrü olduğu doğru olarak belirtilmiş ise de hesap hatası yapılarak muhtemel ömür sonu 12.01.2044 günü olması gerekirken 2045 yılı dahil fazladan hesaplama yapılması doğru görülmemiştir. Bu halde mahkemece ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan
harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.